Son zamanlarda en çok vurgu yapılan konulardan biri 'farklılığın' 'zenginlik' olduğu. Çok çeşitli platformlarda 'ötekileştirmenin' zararları konuşuluyor, farklı kültür köklerini, lisanları, etnik kökenleri başarıyla bir arada tutabilmenin faydalarına vurgu yapılıyor. Bu düşüncelere katılmamak mümkün değil. Gerçekten ailede, şirkette, toplumda bu farklılıklar iyi yönetilirse hedeflere ulaşmak daha kolay oluyor. Şimdi beraberce bu konuyu bir futbol takımına uyarlayalım. Takımın iki ana bölümü var malum; savunma ve hücum. Savunmada fazla riske girmeyen, sakin karakterli, ciddi ve fizikî yönden daha kuvvetli oyunculara ihtiyaç duyulur. Hücum hattında ise daha hareketli, heyecanlı, riski seven, ani hatta fevri dalışlar yapan, kısa mesafe koşucuları fiziğine sahip elemanlar aranır. Ama her alandaki oyuncularda yerine ve duruma göre davranış sergilemeleri beklenir. Önünde boş bir alan bulan savunma oyuncusu dalar gider golünü atabilir. Ya da forvettekiler her an savunma elemanı gibi kale önünde yer alırlar. Diğer bir farklılık oyuncuların sağ ve sol ayaklarını daha iyi kullanmaları konusudur. Bu farklılık da çok önemlidir. Bu arada kalecilerin de savunma oyuncuları kadar oturaklı olmaları, ama yerine göre risk alabilen özelliklere de sahip olması beklenir. Bir teknik direktör takımını bu farklı özelliklerde, aynı zamanda becerikli oyuncularla kurmaya çalışır. Uzun ve yorucu antrenman ve taktik uygulamalardan sonra takımı sahaya sürer. İşte şimdi başarının en önemli boyutu gündemdedir: 'Maçı kazanma arzusu...' Bu vizyonu paylaşmayan oyuncu kendini sahada belli eder. Şahsi oynar, pas vermez, mızıklar. Böyle durumlarda teknik direktör o oyuncuyu ikaz eder. Sonuç alamazsa oyunun yönünü diğer tarafa çevirir. Daha da olmazsa o oyuncuyu çok becerikli biri de olsa oyundan alır ve yoluna devam eder... Günlerdir anayasa çalışmalarını takip ediyorum. Sayın Meclis Başkanı kurduğu takımı sabırla başarıya odaklamaya çalışıyor. Tamam, da 'Bazı oyuncular takım ahengini bozacak hareketlerde bulunurlarsa ne olacak?' sorusu kafamı kurcalarken, futbol maçları aklıma geldi. Belki anayasa çalışmalarına katkısı olur diye düşündüm ve bu satırları karaladım...