"Tanımın tanımı"nı nasıl yaparsınız onu bilmem ama, ben "tarifin tarifi"ni duydum. "Tarif, efradını camî, ağyarını mânî olmalıdır." Yani bir tarif yaptığımız zaman o tarif; tarif ettiği şeyleri içine almalı, o tarife uymayanları dışında tutmalıdır. O zaman "takım"ın tarifini yapmayı deneyeyim, bakalım yukarıdaki kaideye uyacak mı? "Takım", "Bir vizyonu gerçekleştirmek üzere, kaliteli ama kabiliyet, karakter ve yapıları farklı insanların, ölçülü bir hırsla bir araya gelerek başarıya odaklandıkları bir topluluktur." Mesela bir futbol takımını ele alalım. Her takım katıldığı maçı, turnuvayı, ligi şampiyon olarak bitirmek vizyonuna sahip değilse olur mu? Tabii olmaz. Çünkü vizyon takımı harekete geçiren ve maç sırasında çekilen sıkıntılara, yenilen tekmelere, sakatlanma riskine rağmen oyuncuları motive eden en önemli unsurdur. Dünyanın en kaliteli oyuncularını parayı basıp bir araya getirmekle başarı garantilenmiş olur mu? Tabii ki olmaz. Bu oyuncular dünyanın en pahalı kalecisi, en pahalı savunmacısı, en pahalı forveti olmanın verdiği kibir ve ölçüsüz bir hırsa sahipse ne olur? Bu takıma strateji belirlemek ve taktik vermek mümkün olmaz. Bu ise felaketin başlangıcıdır. En zayıf rakipler bile hırstan gözü dönmüş takımları sade stratejiler ve basit taktikler uygulayarak devirebilir, çimlere gömerler. Başarıya odaklı bir takımın en belirgin özelliği ise sabır ve kararlılıklı çalışması, gayret etmesidir. İşiniz yoksa, canınız da sıkılıyorsa, şimdi oturun dünya kupası takımlarını bu tarife göre değerlendirin. Kimin neden elendiğini, kimin neden şampiyon olduğunu analiz edin. Sonrası da malum içinde bulunduğunuz takımı da şöyle bir gözden geçirin. Belki başarıya götürecek yol için birtakım ipuçları ele geçirebilirsiniz. "Bir çuval keçiboynuzu bir gram bal" diyorsanız, unutun gitsin, keyfinizi bozmayın. Mesela, hepsi de topu sağ ayağı ile vuran oyunculardan takım olur mu? Olmaz. Her iki ayağını iyi kullanan oyuncular tercih edilir ama takımın sol tarafına solaklar gerekir. Bütün takım oyuncuları sakin, riske girmeyen, ihtiyatı elden bırakmayan özellikte olsalar? Olur mu? Olmaz. Bunlar savunma oyuncuları için geçerli özellikler. Hücum hattındakiler daha hareketli, daha atak ve riski seven oyuncular olmalı, böyleleri ile gol fırsatları yakalanabilir. Ama bütün oyuncular riske girmeyi sevenlerden ise attığından fazla yeme ihtimali ortaya çıkar. Teknik direktörlerin en zorlandıkları konu bu farklı karakterleri bulup takıma almak olsa gerek. Çünkü karakter farklılıkları, oyuncular bir araya gelip maça çıktıkları zaman daha belirgin olarak ortaya çıkar. Hatta takımın havası futbolcuların karakter ve yapılarına zamanla iyi ve kötü yönde etki yapabilir... ..... Not: Yazılarıma bir süre ara veriyorum. Yeniden buluşuncaya kadar, sağlık ve mutluluklar diliyorum. R. İ.