Asabımız bozuluyor!

A -
A +

İlkokulda alfabeden sonra bir okuma kitabımız vardı. O kitaptan iki tane anekdot hep aklımdadır. Birisi; iki inatçı keçinin bir köprüde karşılaşmaları, birbirine yol vermeyip inatlaşıp ikisinin de boğulup ölmesiyle ilgili idi. Minicik beyinlerde "inatlaşmanın sonunun ne kadar kötü" olduğu değil, sanki "inatlaşmak lazımmış" gibi kalmış. Her işimizde inatlaşıyoruz. Sonunda da ölmesek bile ölmüşten beter oluyoruz. Herkes gibi bendeniz de Meclisimizin değerli üyelerine Kemal Derviş demiş ve hazır eliniz değmişken diğer uyum kanunlarının yanında, şu seçim ve partiler kanununu da hallediverin demiştim kaç defa. Zira bu kanunlar değişmeden yapılacak bir seçimin milli bir uzlaşmayı değil "inatlaşmayı" körükleyeceğinden korkmaktaydık. Korktuğumuz başımıza geldi. Geldi de seçim kararı alındıktan sonra bu konuda yapılan teşebbüslerin de, altında "buzağı aranması da" normal kabul edilir oldu. Şimdi de yok seçilemiyenlerin küskünlüğü, yok seçimi geciktirerek dokunulmazlık sebebiyle haklarında başlatılacak yargı sürecini geciktirmek istiyorlar gibi, argümanlar ortaya konulmaktadır. Aslında yargılanmamış kişiler hakkında hüküm vermek kimsenin haddi de hakkı da değildir ama, önce seçim kararına imza verip sonra bundan cayanlar için bu tür iddiaların ortaya atılması da kaçınılmaz olmuştur. O bahsettiğim okuma kitabından aklımda kalan diğer anekdotu da anlatayım. Otele gelen müşteriye, resepsiyon sorumlusu şöyle söyler: "Beyefendi size verdiğim odanın altında, çok yaşlı, biraz asabî ve de hatırlı bir müşterimiz kalıyor. Lütfen gürültü yapmamaya özen göstermenizi rica ediyoruz." Adamcağız çıkar odaya dikkatle soyunurken ayakkabısının birini yere düşürür. Sakınan göze çöp batmıştır. Diğerini yavaşça yere koyar. Suçluluk psikozu içinde usulca yatağa girer. On-onbeş dakika sonra kapı sertçe çalınır. Adamcağız korkuyla açar kapıyı. Karşısında tarife uygun sinirli ve yaşlı biri vardır. Sertçe "Hadi kardeşim at şu ayakkabının öbür tekini ne zaman atacaksan, bir türlü uykuya dalamadım" der ve döner gider. Şimdi biz de millet olarak büyük gürültülerle alınan seçim kararının artık bir esasa bağlanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu iş geciktikçe toplumsal asabımız iyice bozulmaya başlıyor. Sonunda başınıza bir de Besim Tibuk beyi musallat edeceksiniz. Bizden söylemesi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.