Aynı mevzuya devam!

A -
A +

Okuyucudan tepki almak bir yazar için hoştur. Ancak "Son yazından hiçbir şey anlamadım abi, sonunu kısa kesivermişsin, senin bu kooperatifçilik hikâyen de babanın dükkanı gibi uzayıp gidiyor" yollu bir tepki alınca da değişik bir hoşluk kaplıyor insanı. O zaman bu konuyu biraz deşelim. Yine bir ahkâm keseyim öncesinde; bendenizin bu kadar yıllık görüp geçirdiklerimden hareketle kendime göre kabullerim var. Bunlardan bir tanesi de şu: "İnsanoğlunun tabiatına uygun olmayan hiçbir sistem, iş modeli, paylaşım tarzı, iş birliği şeklinin başarılı sonuçlar vermesi mümkün değildir." Bunu söyleyince hemen akla "Peki insanın tabiatı denilen şey nedir?" sorusu gelir. İşte bu sorunun cevabını vermeye çalışan bilim dalları sosyoloji, psikoloji, antropoloji ve benzeri konulardır. Bu bilim dallarının ışığında çözüm önerilecek toplumun analizi yapılmadan alınacak her tedbir, uygulanacak her politika başarısızlığa mahkûmdur. Yanisi; bu insanlar neye inanırlar, kime güvenirler, nelerden mutlu olurlar ve benzeri tesbiti ve analizi çok zor olan bir sürü sorulara uygun cevaplar bulmadan çözüm üretmek âdeta imkânsızdır. Mesela Hindistan'da açlıktan kıvranan insanlar, her tarafta sereserpe yatan kutsal saydıkları ineklere kendi yiyeceklerini vermekle mutlu oluyorlarsa onlara bu inekleri kesip yedirmeyi düşünemezsiniz. 21. Yüzyılda bu durum bence dünyanın en demokrat ülkelerinden biri olan Hindistan'da sürüp gitmektedir. Bizim memlekette ve diğer birçok ülkede mesela çiftçileri müşterek mülkiyet esasına dayalı ortak makine kullanımına ikna edemezsiniz. Müşterek mülkiyeti duyar duymaz bunu "komünistlik"le ilişkilendirirler. Ama herkesin on dönüm arazisi için bir traktörü alıp yılın on bir ayında bu koca iş makinesini yatırmasını da sürdüremezsiniz. Hele şimdi global piyasa şartlarına göre maliyetini hesaplamadan üreten çiftçinin batması mukadderdir. O zaman milyar belki trilyon dolarlar ödeyerek satın alınan bu muazzam makine parkını, miras hukuku dolayısıyla minicik parçalara ayrılan tarımsal yapı içinde nasıl rantabl olarak kullanacaksınız? Bu insanları makineleri ortaklaşa kullanmaya nasıl ikna edeceksiniz? Bunu beceremezseniz bu maliyetlerle diğer ülkelerin çiftçileriyle nasıl rekabet edeceksiniz. Öyle kolay mı beyin zonklatan bu ve benzeri problemi halletmek? Halledemezsek halledenler gelir tarımı da onlar yaparlar. Bu pahalı arsanın üstünde yan gelip yatamayız. Gelin hep birlikte kafa yoralım...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.