Köksüz hiçbir bitki büyüyüp gelişemez. Buradan hareketle şöyle diyebiliriz belki. Kültür kökü olmadan hiçbir insan, hiçbir şirket, hiçbir millet başarılı olamaz. Olsa da geçici olur. En azından iz bırakamaz. Evet insanlar da, şirketler de milletler de fanidir. Gelir geçerler ama bazılarının ömürleri daha uzun olabilir. İşte babadan oğula 70 yıl Hollanda Shell firmasında yöneticilik tecrübesi biriktiren Arie de Geus "Yaşayan Şirket" isimli kitabında bu tecrübeyi şöyle özetliyor. Uzun ömürlü organizasyonların dört esas özelliği vardır diyor. Değişimin farkında olmak! Bu örgütler çevresindeki şartlara son derece duyarlı ve uyumludurlar. Diğer bir ifadeyle değişimin farkındadırlar ve onu başarıyla yönetirler. İkinci olarak özkaynaklara bağımlı olarak çalışırlar. Üçüncü olarak bu organizasyonlar denemeye, hata yapmaya, yetki devretmeye açık bir yönetim anlayışına sahiptirler. Dördüncü olarak uzun ömürlü şirket ve organizasyonların "güçlü kültürleri" vardır. Bu dört özellikten ilk ikisini kavramak ve uygulamak bir ölçüde kolay. Üçüncüsü bütün yöneticilerin zor ikna edildiği bir durum. "Zorlu" bir mücadele... Ama dördüncüsü, gerek tarifi gerekse benimsenmesi, özümlenmesi ve şirketin en ücra köşelerine kadar aynı etkinlikle ulaştırılması gereken bir şey. Organizasyon kültürü insan vücudundaki kan gibi, kanın ulaşamadığı hücre, doku, organ yaşayamaz. Yaşayamadığı gibi bir de bazen kanser ve kangren gibi oluşumlar yüzünden bütün vücudu perişan eder hatta yok eder. İşte şirket kültürünüzü şirketinizin en ücra köşelerine yayamazsanız diğer bütün özellikleriniz bir şeye yaramaz... Zorlu kardeşlerin yolculuklarını televizyonda program yaparken takip etme imkanım olmuştu. Malum ailenin kökü Denizli'nin Babadağ ilçesine uzanıyor. Dolayısıyla Ahmet Nazif Zorlu beyle konuşmalarımız Ege'nin o tatlı şivesiyle "daha bi datlı oluu." İşte o sohbetlerde Zorlu Holding'in şirket kültürünün derinlere uzanan köklerini hissetmiştim. Geçenlerde de bu kültürün temelini buldum. Denizli Babadağlılar Çarşısı'nın girişinde halen var olan kitabede yazılanlar, Zorlular'ın bu zorlu mücadelede nasıl başarılı olduklarının ipuçlarını veriyor. Bu kültürün nesiller boyu yaşatılması ve nice mutlu yıldönümlerine ailecek ulaşmaları dileğiyle o kitabedeki muhteşem dizeleri 50. Yıl Armağanı olarak takdim ediyorum: *** "Besmele çek gir çarşıya selamı da unutma ha! Okkayı eksik çekme ha, arşını kısa tutma ha! Hakk'a hizmet eylemektir halka hizmet eylemek, İyi belle sen bu sözü, sakın yabana atma ha! Alış derken veriş derken, ölçü tartı satış derken, Paraya pula tapma ha, insanlığı unutma ha!"