Değerli okuyucularımız, kırtasiye sektöründe çok önemli bir yeri bulunan ERAYSAN' ın Yönetim Kurulu Başkanı Erol Aykut ile birlikteyiz bu hafta. Kendisiyle başarı öyküsü ve yönetim ilkeleri üzerine sohbet ettik: İş ve genel hayat tecrübelerimin ışığında başarının özellikle nelere bağlı olduğuna dikkatle baktığımda; sevgi, saygı ve inanmayı görüyorum. Öncelikle insanları sevmek, müşterinizi sevmek ve en önemlisi işinizi sevmek başarının yakalanmasına yeterlidir diye düşünüyorum. İşine yüreğini koyan kişi mutluluğunu kazanır, hem şirketine hem de kendine en fazla katkıyı sağlar. En değerli kaynak; insan Toplam kalite yönteminde, en az müşteri mutluluğu kadar önemli olduğu sık sık vurgulanan çalışma mutluluğu artık tüm şirket ve organizasyonlar tarafından ilerlemenin temel taşı kabul ediliyor. Şirketimizin en değerli kaynağı insandır. Bu nedenle personelimin verimlilik ve kapasitelerinin artması ve böylece iç kaynağımızla büyüyebilmek şirketimiz için amaçtır. Bunun için de onları; kendilerini iyi tanıyabilmeleri, çevre ile daha iyi iletişim kurmaları için yönlendiriyor ve şirketimizin hedefleri doğrultusunda yönetmeye çalışıyorum. Elimde bulunanlarla en iyisini yapmak zorundayım. İleriye dönük olarak kendilerine yatırım yaptığımız genç beyinlerin hem eğitimine önem veriyorum hem de onlara danışıyorum . Müşteri bizim için kraldır Sadece satış yapmak için değil onlara değer kazandırmak içindir. Bizim mücadelemiz, sağladığımız güven duygusu ile müşterinin ihtiyaçlarını en kaliteli, en çabuk ve en ucuz şekilde karşılamak içindir. Başarılı olmak için daima gerekenden fazlasını yapmamız gerektiğini şirketimizde herkes biliyor. Sadece ürün kalitesi değil; bunu destekleyen sunum, servis, personel gibi unsurlar kalitenin belirleyicisidir. Ürün kalitesi ne olursa olsun, tüketiciyi ürüne yönlendiren oluşturduğu imajdır. Eğitim her yerde şart Eğitim, yaşamın en temel unsurlarındandır. Sadece iş hayatında değil hayatın olduğu her yerde eğitim şart. Eskilerin deyimi gibi okuyandan zarar gelmez. Ben şirketimde eğitime çok önem veriyorum. Yüksek eğitim almış, konusunda uzman idarecilerden oluşan yönetim departmanımız, şirketimizin tüm departmanlarını sürekli eğitiyor. Her departman ilgili olduğu konularda çeşitli seminer programlarıyla eğitiliyor. Böylece müşterilerimize daha iyi hizmet vermeyi amaçlıyoruz; çünkü başarı eğitimle gelecektir. Geleceğin başarılı şirketleri başarılı insanları elinde tutanlar olacaktır. Çalışanların özelliklerini geliştirmek, yeni beceriler kazandırmak onlara vizyon sağlamak da eğitimle olacaktır. Motivasyon olmadan başarı olmaz İstekli olmadan motivasyon, motivasyon olmadan başarı olmaz. İstek içten gelmeli ve sahte olmamalı. İşe hevesle ve olumlu düşüncelerle başlamalıyız ki insanlar iyi bir performans sergilesin. Başarısızlık korkusu yerini başarının heyecanına bıraksın. Her zaman olumlu tavırların prim yaptığı iş dünyasında sorunlar yerine çözüme odaklı bir yapıyı devamlı işleyerek çalışanların işlerinde başarılı olmak için motivasyonlarını sağlamış oluruz. Daha iyi çalışma imkânları sağlamalı ve onların değerli olduklarını hissettirmeliyiz. Bunun yanında çalışanına maaşını ödemeyen şirketlerin büyük hedefler göstermesi, tabiidir ki netice vermeyecektir. Değişime açık olunmalı Kültür; konuşulmazsa da bilinen beklentiler, yazılı olmasa da uyulan kurallarla, geçmişiyle sosyal varlığımız kadar şirketimizin içinde önemli bir kaynak, şirketimizin öz değeri ve varlığının esas unsurudur. Bunun devamlılığını sağlamak ise deneyimli elemanların görev ahlâkı ile üstlendiği bir sorumluluk. Geçmişe sıkı sıkı bağlı kalmak, değişime ve gelişime açık olmamak ve bilinmeyenin getirdiği korku şirkete zarar verir. Oysa şirketin öz değerlerine uygun çalışanlarla yenilikçiliği teşvik etmek ve genç beyinlerle çalışmak sağlam yarınlar demektir. Bu vizyonu oluşturmak uzun ömürlü olmanın temeli. Ancak başarı en üst düzeyden en alt kademeye kadar değişimin paylaşılması ile mümkündür. Çünkü kişiler geleceğe ait bir bütünün parçası olduklarını görmedikleri zaman sadece günlük işlerini bitirmekle yetinir. ..Ve profesyonellik Akrabalık ilişkilerinin öne geçtiği, otoritenin bu şekilde sağlandığı, o nedenle de hızlı kararlar alamayan, rutin alışkanlıklarla günü kurtaran bir yapı tehlikenin işaretleridir. Aile şirketleri bu krizden çıkmakta çok zorlanıyor ve sadakatle güvensizliğin karıştığı korku, profesyonelliği öldürüyor. Ortada bir başarı varsa da; yapılması gerekeni bildiğimiz halde var olanı koruma içgüdüsü, akrabalığın iş yeri dışındaki yansımasının korkusu ile şirketin geleceği tehlike altına sokulabiliyor. Bu noktada basiretli olmak, genç beyin gücünden iyi yararlanmak ve onları profesyonellik dışı kavramlardan uzak tutmak gerekmektedir. Kelimeler Başarı: Sevgi Yönetim: Paylaşım Değişim: Hedef İşletme: Bilgi Gelişim: Büyüme Eğitim: Doğruluk Tanım: Güç Kalite: Hizmet Motivasyon: Verimlilik Öğrenme: Gelişmek Müşteri: Kral Küreselleşme: Açıklık Sorumluluk: İstikrar Verimlilik: Kalite Hizmet: Süreklilik Performans: İhtiyaç Çalışan: Emek İletişim: Zaman Gelecek: Amaç Kalp: İnanmak Bilgi: Araştırma