Senede birkaç gün İzmir Çeşmealtı'nda bacanağım Doğan Beyin yazlığında Ege hasretimizi gideriyoruz. Bunun nasıl bir hasret olduğunu 'çipohorta' denilen yemeği tadanlar bilir. Yaklaşık on, bulunabilirse on beş çeşit sebze ve yabani otun zeytinyağı ile buluşmasından hasıl olan bu lezzeti Ege'den başka bir yerde tatmanız mümkün değildir. Bendeniz dünyada gerçekten eşi benzeri zor bulunan bu muazzam mutfağa yeni bir isim buldum. 'Egeteryan Mutfak'... İsteyenler rahatça kullanabilirler, telif hakkı talebim olmaz! İşte o yazlıkta bu bahsettiğim 'zeytinyağlı ağırlıklı' tatların kotarıldığı mutfak dolaplarının ufak tefek tamir işleri için can dostlarım iki arkadaş imdada yetişti. Aslında yıllardır marangozluk iddiasında bulunan benim gibi biri bu işleri becermeli değil mi? Değil çünkü yeni menteşe ve kilit sistemleri benim bıraktığım gibi değil. Neyse tamir için yardımcı olan mobilyacı arkadaşım Mustafa Bey'le sohbeti koyulaştırıyoruz. 'Abicim koca fabrikayı bırakıp zahmet ettiniz. Bir çırak ya da kalfa gönderseydiniz' diyecek oluyorum. 'Abicim sen ne diyorsun, şirkette benim sözüme kim bakar, işleri oğullarıma devrettikten sonra hiçbir şeye müdahale edemiyorum' demez mi. Ben 'Mustafa Abi şaka yapıyor olmalısın, gerçekten işlere müdahale etmiyor musun?' dediğimde cevap Anadolu kültürünün derinlerinden geldi. 'Abicim horozun çok olduğu yerde sabah geç olur, işi çocuklarıma devrettiğim gün onlara benden bu kadar dedim ve o günden beri kendimi meşgul edecek bir şeyler arıyorum, Ahmet Bey sizin bu tamir işini söyleyince balıklama atladım. Hem görüşüp bir miktar hasret gideririz hem de sizin iş görülür, eh! Şu deniz manzarasına karşı bir çaycık da ikram edilirse yevmiyeyi doğrultmuş da oluruz' dedi Ege insanının bütün sıcaklığıyla. Şimdi onlar tamiratı yaparlarken ben de bugün yazacak bir şeyler bulmanın mutluluğuyla bu satırları karalıyorum... Demek ki neymiş, şirketlerin kurucu babaları işi kurup büyütüp, şefkat, muhabbet, sabır ve itina ile yetiştirdikleri ikinci nesle devretme cesaret ve basiretini gösterebilirlerse ondan sonra kendilerine iş arayacaklarmış, gençlerin işine 'maydanoz olmayacaklarmış'. Koskoca holdingler bu yüzden sıkıntı çekmiyorlar mı?..