İstanbul'da otostop yapanları arabaya almamam konusunda çok sıkı tembihli olmama rağmen, dün akşam Kartal gişelerinden giriş yaparken gözüme takılan ve saniyelik görüntüde bir garib Anadolu genci izlenimi veren otostopçuyu epey gittikten sonra geri geri gelerek arabama aldım bütün cesaretimi toplayarak. Camda beliren tertemiz ifadeli yüz beni biraz daha cesaretlendirdi ve arabanın kapı kilidini açtım ve buyur ettim genci. Şimdi Kartal gişelerinden Kavacık kavşağına kadar konuşulanları aktarıyorum. ( O.S= Otostopçu) O.S: Allah razı olsun. Allah kazadan belâdan korusun, sağolasın ağabey, iki saattir bir araba bulabilmek için bekliyorum. R. İ: Ne tarafa gidiyorsun? O.S: Kavacık kavşağında ineceğim. R. İ: Oradan nereye gideceksin? O.S: Bilmiyorum. R.İ: Nereden geliyorsun? O.S: Abey, ben Hataylıyım. Bundan yedi sekiz sene önce İstanbul'da çalışıyordum. Kendim ayakkabı imalat işçisiyim. O zamanlar yanında çalıştığım şirkete baktım Gebze'de işi kapatmışlar. Gebze'de bir haftadır iş aradım bulamadım. Çocuklarımdan ve hanımdan ilk ayrılışım biliyor musun? Malum memlekette de iş yok. Birkaç ay sonra pamuk vesaire işleri olur. Ancak evlendim çok borçlandım. Hadi İstanbul'a gideyim, bulabilirsem bir iş bakayım. Hasret çekeyim ama borçlarımı da ödeyeyim dedim. Ancak onbeş yirmi gündür iş arıyorum. Yok. Yok. Yok. Amenna Allah'a tevekkül ederim. Ama, dayanamaz hale geldim. Aç susuz, geceleri parklarda, cami avlularında kalıyorum. Havalar da bayağı soğuk. Açlık neyse de, bazen su içecek çeşme bile bulamıyorum abey. İstanbul ben askere gitmeden önce böyle değildi. Şimdi iş bulmak adeta imkânsız. R.İ: Hemşehrilerin yok mu? Hani onlarla görüşsen. Belki seni birkaç günlüğüne misafir ederler, iş bulmana yardımcı olurlar. O.S: Yok abey. Kimseyi tanımıyorum. Tamam beni burada indir. Hadi sağolasın. R.İ: Adın ne? O.S: Bayezid! R.İ: Bu parayla çocuklarına birşeyler alırsın. O.S: Olur mu abey. Ben şey değilim, alamam, kusura bakma. Bayezid arabadan inmeye davranırken biraz daha ısrar ettim. Zorla kabul etti. Bir şişe de su verdim. Onu da aldı. Dualar ederek Kavacık kavşağından aşağıya, kayboldu gitti. Beni de gözyaşlarımla beraber bıraktı. Şimdi, ülkede olan bitenlere bir bakalım. Bayezid'in derdine kimler çare bulabilir, onu düşünelim ve ona göre kararımızı verelim. Onların dertlerine çare bulmak için elimizden geleni yapmazsak, elleri her iki dünyada da yakamızı bırakmaz. Bunu da böyle bilelim.