Bayramlık (!) ağzımı açtım yine...

Peter Drucker, bütün dünyanın kabul ettiği, ayağı yere basan, geçmişle geleceği kucaklaştırabilen, hayatını işine adamış bir "yönetim ustası" idi. Birçok eseri, makaleleri yöneticilere yön vermiş, hatta iş hayatının gidişatına tesir etmiştir. İşte Peter Drucker diyor ki: "Yönetimde başarının yüzde yirmisi teknik bilgi, yüzde sekseni iletişim becerisidir." Sadece bu prensibi bile ele alıp uygulasa yöneticiler, başarılarına başarı katarlar. Şöyle bir etrafınıza bakın, bu oranı tutturabilen kaç yönetici göreceksiniz. Pek fazla değildir bunlar. Çoğunluk işi tersinden tutar. Zamanının, gücünün, enerjisinin yüzde seksenini, işin tekniğine, rutinine, operasyonuna ayırır. İletişime yüzde yirmi ayırmaya çalışır ama buna ayıracak enerjisi kalmamıştır. İşte bu yüzden başarısızlık kaçınılmaz olur. Bu oran bilgi çağı öncesinde söylenmiştir. Hele insanın giderek öne çıktığı bugünlerde daha da önem kazanmıştır. Çünkü artık iş liderleri, işten ziyade insanı ve onun beyninde şekillenen ve kristalleşen bilgiyi yönetmek zorundadırlar. Bu ise insanların gerek birbirleri, gerekse çalıştıkları kurumlarla ilişkilerinin daha etkili şekilde yönetilmesini gerekli kılmaktadır. Başarılı olmak isteyen yöneticilerin zamanlarının yüzde seksenini ilişkileri yönetmeye ayırabilecekleri sistemleri kurmaya kafa yormaları gerekir. Bunun için iyi eğitilmiş, yetkilendirilmiş, yüreklendirilmiş ve de işe gönülden bağlı çalışanları oluşturacak ve bunları elde tutacak yönetim tarzlarını benimsemek ve uygulamak gerekmektedir. Bunu beceremeyen yöneticiler, günlük işler ve operasyonların ağır baskısı altında ezilir ve üzülürler. Bu söylediklerimiz, öyle çok zor şeyler değil. Bunları başarıyla uygulayan binlerce iş adamı var. Bunların tecrübelerini paylaştıkları onbinlerce kitap, makale, seminer, zirveler var. Yeter ki insan bilgi çağının ve küresel ekonominin gerekli kıldığı "yeni iş modelleri"ne kafa yormanın gereğine inansın. Sonra şöyle en yakınındaki çalışanıyla bu konuyu samimi bir ortamda konuşmaya başlasın. Sonrası gelir. Çünkü her yöneticinin burnunun dibinde, dünyanın en başarılı yönetim danışmanları kadar faydalı olabilecek arkadaşları vardır. Bütün mesele; onlara, milyarlar ödeyip birşeyler söylemeleri için ağzına baktığımız yönetim danışmanları kadar değer verebilmektedir. Bayramınızı en içten sevgilerle tebrik ederim. Umarım bu bayram tatilinde canınızı sıkmamışımdır. Ama dost dobra söyler.