Bayramlık pabuçlar...

A -
A +

Küçüklüğümüzün bayramları... Ne günlerdi o günler. Bizler için bayramın geldiğine en inandırıcı delil, babamız tarafından ayakkabı imalatçısı amcaya götürülüp, ayağımız bir kağıda bastırılıp, kalemle etrafından dolaşılarak ölçü alınırken yaşadığımız gıdıklanma olayıydı. Bu seremoni bayramdan en az bir birbuçuk ay evvel gerçekleşirdi. Bizim ailenin o zamanlardaki ayakkabıcısı rahmetli İsmail San amcaydı. Adamcağız bütün özenini gösterir, ayağımıza uygun ayakkabılar dikmeye çalışırdı. Ama ben bayramlıklarımı giydikten en fazla onbeş yirmi gün sonra, sol ayakkabının altı bir şekilde delinirdi. Haydii... Yepyeni ayakkabıların altına gelsin, otomobil lastiğinden pençeler. Bunları da hallederdim. Adamcağız adeta yalvarırdı: "Oğlum, nasıl oluyor, ne yapıyorsun da bu sol ayağın altını öncelik ve ivedilikle parçalıyorsun? Babana karşı yüzüm kalmadı be evladım!.." Nasıl anlatayım adama, taa okuldan aldığım bir taşı eve kadar vura vura getirme gibi bir merakım olduğunu ve de ayak olarak solak olduğumu. Neyse sonra talep artışı dolayısıyla ısmarlama işi daha da pahalı ve uzun süreli olunca, hazıra kundura yapan, Kulalı ustaların, salı günü pazarda sattıkları "Kula pabucu" alınmaya başlandı. Sonra Sümerbank ayakkabı yapmaya başladı. Hiç unutmam altı bir nevi lastik olan bir bayramlık ayakkabının tabanının biri ikiye ayrılmıştı üç gün sonra da, derdimizi anlatacak birini bulamamıştık. Ne üzülmüştüm o zaman... Sonra şimdilere geldik. Binlerce şirket, yüzlerce marka, istediğin her türden ayakkabının her kalite ve fiyattan bulunma imkânı olan bir ortam. Şimdi müşteri olarak biz güçlüyüz... Henüz "tüketici hakları"mızın daha tam idrakine varamamış olsak da aldığımız malı belli bir sürede geri verebileceğimizi biliyoruz. Yavrularınıza acıyın!.. Ancak şimdi bundan önce konfeksiyon üreticileri için; minicik bebe çamaşır ve elbiselerinin ense kısmına 'Kocaman ve dünyanın en sert ipliğinden mamul etiketleri koymayın, yavrularınıza acıyın' diye bir mesajım olmuştu. O günden sonra bir tek firmanın bu etiketleri giyeceğin yan kısmına iliştirdiğini gördüm ve sevindim. Şimdi de bayram yaklaşırken beş torun sahibi bir dede olarak ayakkabı üreticilerine sesleniyorum: "Ne olursunuz, ayakkabıların dış görünüşüne gösterdiğiniz itinayı, ayakkabıların tabanına da gösterin, bilimsel çalışma ve araştırma sonuçlarına dayanan veriler ışığında gerçek ortopedik ayakkabılar üretin. Çünkü bu torunların dedesi olan bendeniz gerçek ortopedik bir tabanlık bulmak için aylardır uğraşıyorum. Belki de küçüklüğümün bayram ayakkabılarından kalan ortopedik ayak kusurumu düzeltmek için..." Bayramın; Pakistan ve diğer yerlerde sıkıntıda olan kardeşlerimizin acıları yüreğimizi burkmasına rağmen, en azından huzurla geçmesini diliyor, en derin hürmetlerimle tebrik ediyorum efendim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.