"Ben değil biz"

A -
A +

Ülkemizin saygın iş yöneticilerinden İbrahim Aybar'ı bu hafta konuk ettik. Kendisi, merhum Özal döneminde Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevini yürütmüş başarılı bürokratlardan. Daha sonra özel sektöre transfer olan Aybar'ın, Varan Turizm'de çak başarılı bir Genel Müdürlük dönemi var. Şimdi ise, onbir aydır yürüttüğü ve üçüncü vatani görevim dediği Renault Mais Genel Müdürlüğü görevinde. Renault Mais, mevcut krizden sektörünün en az etkilenen kuruluşu. Bu yılın ilk 7 ayında % 31 pazar payı ile açık ara lider durumda. Bu olumlu tabloda, krizin başlangıcıyla hemen hemen aynı tarihlerde göreve çağrılan İbrahim Aybar'ın payı şüphesiz çok büyük. Ancak "önemli olan satışların artması, bizim pazar payımız değil" diyor Aybar. Girişimciliğimizi ve kaynak kullanımımızı engelleyen 3 mikrobu şu şekilde sıralıyor İbrahim Aybar: 1- "Önce o yapsın görelim" mikrobu. Böylece risk almaktan ve zihin yormaktan kaçınıp, verimsiz bir şekilde taklitle yetiniyoruz. 2- "Evet ama yine de!.." mikrobu ise mazeret üretmeyi, net ve cesur fikirleri yaşatmamayı getiriyor. 3- "Sana ne!" ve "bana ne!" mikrobuyla da sorumluluktan kaçmayı seçiyoruz. Mutlaka edinmemiz gereken alışkanlıklar olarak saydıkları ise; hatayı düzeltmek, takdir etmeyi ihmal etmemek, "lütfen", "eğer mümkünse" ve "bu konuda fikrin nedir" sözlerini çok kullanmak, teşekkürü unutmamak ve daima "ben" yerine "biz" demek. Ve "hiçbir başarı tesadüf değildir" görüşünde Renault Mais'in başarılı Genel Müdürü. Yönetimde başarı için özellikle genç yöneticilere tavsiyeleriniz neler? ¥ Eğitim olmazsa olmaz ¥ İşi sevmek, işe gönülden katılım ¥ Kendinizi müşterinizin yerine koymak, empati göstermek ¥ İşini sonuna kadar takip etmek; işi anlamak, tedaviyi bilmek ve bunu sonuna kadar takip etmek (Bunun rahmetli Özal'dan miras olduğunu da ekliyor). ¥ Hatadan korkmamak, hataları bir öğrenme fırsatı olarak görmek ¥ Teşekkür etmeyi ve takdir etmeyi bilmek ¥ İstişare etmek, danışmak ¥ Takım oyunu oynamak; ben değil biz diyebilmek Müşteri odaklı anlayış hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Teknoloji geliştikçe ve hizmetin boyutu değiştikçe insanların beklentileri de değişiyor. Bu yüzden sektörünüzdeki gelişmeleri takip etmek zorundasınız. Müşterilerinizin şikâyet ve tavsiyelerini dikkate almak zorundasınız. Ben müşterilerimizin tavsiyeleriyle ilgilendiğimizi ve bazen bunları uyguladığımızı onlara bilgi olarak sunmayı mesleki etik kabul ediyorum. Bizim gerçek sahibimiz ne olursa olsun müşterilerimiz. Biz bunu müşterilerimize iletmek ve onlarla paylaşmak durumundayız Çalışanlarla ilişkiler nasıl olmalı? Hatadan korkmamak lazım, yeter ki iyi niyetli olalım. İnsan bu; çalışınca hata yapar. Hatasız olmak meziyet değil, tembelliktir; hiçbir şey yapmamaktır ve üretmemektir. Bunun için "hatamı kabul ederim" anlayışını yaygınlaştırıp, bir daha hata yapmamayı kültür olarak benimsemek en doğrusu. Teşekkür etmeyi, takdir etmeyi, istişare etmeyi ve özellikle takım oyununu da şirket kültürü olarak yerleştirmeli, bu son derece önemli. "Bu konuda fikrin nedir?" sorusunu herkesin sorması gerektiğine inanıyorum. Takım çalışmasında, "sen iyi bir iş yaptın, seni takdir ediyorum, teşekkür ediyorum" denmesi gerekir. Bu son derece zor işlerden biridir. Özetle "ben" değil, "biz" demeyi vurgulamalı. Doğru ve yeni yönetim anlayışında genel müdür bir takım sözcüsüdür; takımın her üyesi görevini iyi bilir; hiyerarşik kademelerden kaynaklanan zaman engeli, ulaşım, erişim engeli yok; herkes birbiriyle rahatlıkla diyalog kurabilir; yalın bir organizasyon esastır. İcrai yapıda başkanlar, müdürler gibi bir hiyerarşiyi doğru bulmam. Rekabet gittikçe güçleşiyor. Buna karşı Türk iş dünyasına hangi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? Dünya konjonktürünü çok yakından takip etmek gerekiyor. Neler olup bitiyor, bu çok önemli. Kendi gücünüzü, kendi yapınızı iyi bilip, ona göre de sektörünüzde ilk olmayı hedefleyerek, ilk defa bir şeyleri başarmanın heyecanını takım halinde yaşamanız lâzım. Burada Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın vurguladığı teşebbüs hürriyeti öne çıkıyor. Hiçbir zaman teşebbüsten kendimizi alıkoymamamız lâzım. Her şeyin başında iş heyecanı, azim ve yürekten çalışma duygusu var. Rekabet sadece fiyat esaslı olmamalı. Strateji fark oluşturmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.