Benim aklım ermez globalleşmeye mloballeşmeye!

Yönetimde en önemli konulardan biri de yöneticinin 'kırmızı çizgiler'e sahip olmamasıdır. Çünkü bu çizgilere sahip olan yöneticinin değişimi yönetmesi mümkün olamaz. İş hayatında ise değişimin yaşanmadığı bir zaman aralığı görülmemiştir. Üstelik bu değişim son zamanlarda daha da hızlanmıştır ve şirketleri zorlayacak boyutlara ulaşmıştır. Bunun en önemli sebebi; eskiye nazaran talep cephesinin arz cephesini daha fazla etkiliyor olmasıdır. Bizim nesil bir küçük kasabanın, bilemediniz bir büyük şehrin bir mahallesinin esnafının arz ettiği mal ve hizmetleri beğenmek zorunda olarak hayata başlamışızdır. Mesela bendeniz ilk, altı sun'i lastik taban ayakkabımı o zamanların anlı şanlı, üstelik bizim evin altındaki dükkanlarımızda kiracı, devlet babanın Sümerbank mağazasından almış, onbeş gün sonra taban kırılıp ayakkabı kullanılmaz hale gelince geri vermek istediğimde 'Şansına küsmek zorunda olduğum' söylenmiş biriyim. Tabii ayakkabıyı doğru dürüst giymediğim için babamdan işittiğim azar da cabası. Tekrar altı demir kabaralı (çivili) tabanı kamyon lastiği takviyeli ayakkabılara dönmüştüm. Şimdi müşterisine böyle davranacak bir şirket düşünebilir misiniz? Piyasa şirketleri öyle terbiye ediyor ve değiştiriyor ki bunun için kanun çıkarmaya bile gerek yok aslında. Artık piyasanın kurallarını büyük ölçüde yeni kral 'Müşteri' koyuyor. Şimdi bu durumda bu yeni, oldukça havalı krala mal ve hizmet beğendirmek zorundayız. İşte değişim bu zorunluluğu kabulden sonra başlıyor. Artık 'Ben yaptım oldu!'dan 'Müşteri ne istiyor?'a, hatta 'Müşteri gelecekte ne isteyebilir?'e geçmek gerekiyor. Bunu becerebilmek için yönetimde 'Ben sizin babanızım, ben ne dersem o olur!' mod'undan; 'Arkadaşlar hele gelin şu müşteri bizden ne istiyor meselesini bi konuşalım!' mod'una geçmemiz gerekiyor. İşte bu kısacık giriş bile şirketlerde ne büyük değişimlerin şart olduğunu bar bar bağırıyor. Bu sese kulaklarını tıkayanlar 'İyi şirketti ama değişimi kavrayamadığından ömrü kısa oldu!' denilerek mezarı boyluyorlar...