Berberimin derdi...

A -
A +

Hanımların kuaförlerindeki durumları bilmem ama bizim "berber" koltuğu muhabbetlerimiz pek tatlı olur. Çünkü berberler eğer biraz meraklı ve bilgiye açık bir kafa yapıları da varsa, kültür hazinesi insanlar olurlar. Aynı durumu bir de televizyon kameramanlarında görürsünüz. Yıllar boyu entelektüel seviyesi ortalamanın üstünde kişilerin katıldığı programlarda görev alan kameramanlar da kültürlü kişiler oluyorlar. Tabii son zamanlardaki seviyesiz televizyon programlarının kameramanlara katkısı nedir, onu pek kestiremiyorum! Son zamanlarda gittiğim berberde, hasbelkader tıraş için kafamı teslim ettiğim genç adamdan bahsedeyim istedim bugün sizlere... Adamın en büyük derdini duyduğunuz zaman inanmanız pek mümkün olmaz herhalde. Benim berber "Türk insanının neden bu kadar az okuduğuna, neden bu kadar kısa vadeli çıkarlara odaklı olduğuna, neden bu kadar futbol ve pop magazin düşkünü olduğuna..." hayıflanıp duruyor. Kendisi herhalde ilkokul mezunu. Hadi bilemediniz ortaokul terk olsun. Okuyamadığının hesabını soracak birilerini arıyor durmadan! "Abi diyor biz okula giderken bir bakardık Türkçe öğretmeni yok. Ders yok. Niyesi, öğretmen öldürülmüş olurdu. Düşünebiliyor musunuz ülkenin o zamanki durumunu? Sağ, sol kavga gürültü, biz okuyamadık abi. Zaten ailemiz de orta halin altında bir durumdaydı. Ama ben bu açığımı kapatmak için gayret ediyorum. Geçen gün bir arkadaşımla buluşmak için gittiğim bir kafede arkamdaki masadan konuşulanlara istemeden kulak misafiri oldum. Bir genç anlatıyor 'Abi ben okumak filan istemiyorum, bizim peder çok istiyor, liseyi zar zor bitirdim kolejde, sonra milyarlar verdi en kral dershaneye gönderiyor şimdi de, kaydımı yaptırdım ama uğramıyorum bile. Kafam sarmıyor bunları. Bir ton masraf yapıyorlar bizimkiler, fakat boşuna!' Dayanamadım abi, döndüm o gence 'Arkadaş bak ben imkanım olmadığı için okuyamadım, sen ise neler konuşuyorsun. Afedersiniz istemeden duydum söylediklerinizi, peki ama sen ne yapmak istiyorsun ilerde, senin bir gayen, amacın, vizyonun, her neyse bir hedefin yok mu? Bu ülkeyle ilgili bir kaygın yok mu?' deyiverdim ansızın. Gençler kalkıp gittiler masadan. Abicim bu çocuklarda kabahat yok emin ol. Ben bu tip ailelerin çocuklarını tıraş ediyorum ya, onların bu hale nasıl geldiklerini gözlemliyorum. Tabii müşteri oldukları için bir şey söyleme imkânım olmuyor. Bak şimdi siz gelmeden önce beş altı yaşlarında bir oğlan çocuğunu tıraş ettim. Annesinden tıraştan sonra, pastane sinema sözünü aldı öyle koltuğa oturdu. Tıraş esnasında bir yandan da babasına laf yetiştirdi durdu. Babasına söylediği bir cümleyi aktarayım durumu anla: 'Arkadaşım Can'a babası (....) markalı gömlek almış geçen gün, sen ne biçim babasın! Niye bana o meşhur markalı gömlekten almadın hâlâ.' Babası gülerek ve onu bu tarz konuşmaya teşvik eder tarzda cevaplıyor: 'Alırız aslanım, sen merak etme, hele tıraşını ol uslu uslu hemen gider alırız...' Abiciğim her isteği sınırsıza yakın karşılanan bu çocukların tahsil hayatı iş hayatı nasıl olur? Emin ol ben bu ülkenin geleceğinden korkuyorum. Çünkü ülkeye de gerek ekonomik gerekse politik açıdan çoğunlukla bu tip insanlar yön veriyorlar. Hele bu üniversite sınav sistemiyle daha da etkili olacaklar. Hocam bu konuda haksız mıyım ne dersiniz?.." Ne dersiniz, benim berber sizce haksız mı? "Ah bir imkânım olsa çıkıp televizyonlarda haykırabilsem bu gerçekleri" diyor ayrıca içi yanıyor adamın...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.