Beş defa ölç bir defa kes!

İş yönetimi ile ilgili seminerlerde katılımcıları hem dinlendirmek hem de iş hayatıyla ilgili bazı konuları modelleyip analiz edebilmek için oyunlar oynarız. Bazı oyunlarda el becerileri yanında, takım olma, organize olma, liderlik becerileri gibi konularda somut sonuçlar verecek grup çalışmaları yaparız. Bu faaliyetlerin abartmasız yüzde doksanbeşinde katılımcılar kendilerinden takım olarak yapmaları istenen işe, hiçbir ön çalışma ve danışma yapmaksızın kişisel olarak dalarlar. Neden sonra kendilerine gelir, aralarında bu işi iyi bilen var mı, sınırlı sürede en güzel ve de en çok yapmak için neler yapılabilir, araştırmaya ve soruşturmaya başlarlar.Yani işi ölçüp biçmeye, bir bakıma proje yapmaya kafa yormaya başlarlar. Proje konusuna en önce kafa yoran takımlar bir de oturaklı bir liderleri varsa oyunu kazanırlar. Çünkü ölçüp biçerek işe başlamak başarının en önemli ögelerindendir. Rahmetli babamın dükkanından aşırı derecede bahsettiğim için bozulanlar varsa hoş görsünler. Rahmetlinin bir nasihati daima kulağıma küpe olmuştur: "Oğlum, biz marangozuz, demirciler gibi iyice ölçüp biçmeden kesemeyiz malzemeyi. Onlar yanlış yaparlarsa demiri ısıtır yeniden yapıştırırlar. Ama bizim böyle bir imkanımız yok. Onun için biz beş defa ölçer bir defa keseriz" derdi. Bazı yönetim gurularının "Önce ateş et, sonra nişan alırsın, çünkü hızlı olmazsan kaybedersin" tarzındaki biraz abartılı ama yine de gerçek payı olan yaklaşım tarzlarına rahmetlinin dediği uymuyor gibi görülebilir. Ama iş hayatında kaynaklar da sınırsız değil. Nişan alma işini, yani projelendirmeyi hızlı ve o oranda sağlıklı yapabilen şirketler başarılı olabilirler bu devirde. İşte burada da takım olmak, yani "istişareyi metodik ve kaçınılmaz hale getirmek" gerekmektedir. Ne demişler: "Danışan dağları aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış..."