Bizim milletin son zamanlardaki âdeti her türlü teknik ve teknolojiyi büyük bedeller ödeyip almak ondan sonra da onları bütün dünyaya en kötü örnek! olarak kullanmak oldu. Alalım cep telefonunu, krizin zirveleri zorladığı yıllarda milyar dolarlar ödeyerek ithal ettiğimiz bu muhteşem buluşu nasıl kullandığımıza bakalım. 'N'aber abi yaa...!!!'dan öte giden telefon görüşmelerinin etrafımızdaki yüzdesini şöyle bir düşünelim. Bilgisayarları ne oranda bilgi ve teknoloji üretimi, ne oranda chat ve oyun için kullandığımızı gözleyelim. Bilgisayarcıların deyimiyle 'Yüzde kaçımız hazırlop bilgi ve enformasyona ulaşmak için maus'u, yüzde kaçımız insanlığa katkıda bulunacak bilgi üretim ve paylaşımı için klavye'yi kullanıyoruz. Gelelim kredi kartı meselesine. ABD'de cepte para taşımanın ölümcül saldırılara maruz kalınmaya yol açmasını önleme dahil, ticareti kolaylaştırma ve vahşi kapitalist sistemin üzerinde oturduğu vahşi! tüketim toplumu düzenini pekiştirme gayeleri gibi birçok sebebe dayalı olarak ortaya çıkan bu sistemi de yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Kredi kartını 'biz harcayalım başka birileri bir şekilde bu borcu kapatır' anlayışıyla tamamen şuursuz bir şekilde işe başladık. Önce bankaların sayfalar dolusu sözleşmelerini gözü kapalı imzaladık. İlk kartımız 'şişince' o borcu başka bir bankanın kartıyla 'kapattık' bu işe cüzdanları para ile dolu imiş gösteren onlarca kartı kullanarak devam ettik. Bu yolda tıkanınca ana baba akrabaya baş vurup onları tükettik, en sonunda bütün kaynakları kuruttuktan sonra boynumuzu büküp 'kredi kartı mağduru' rolüne soyunduk. Şimdi de dün Mustafa Selçuk'un işin uzmanı olarak -biraz da toplumsal baskıdan korkarak- ortaya koyduğu gibi 'devlet babayı' yine serbest piyasa ekonomisiyle taban tabana zıt 'ticari akit düzenini' yaralama bahasına tek taraflı olarak müdahale etmeye zorladık ve bunu sağladık. Yani 'harcayalım bir şekilde birileri bunu öder' diyenlerin borçlarını; kılı kırk yararak harcamaya, ayağını yorganına göre uzatmaya çalışarak yaşamaya çalışanların tasarruf ettikleri kıt kaynaklarla ödetmeyi başardık. Ne diyelim; 'Türküm, doğruyum, çalışkanım'...