"Vizyon varsa gerginlik olur." Peter Senge öğrenen organizasyonlar seminerinde elinde lastik bir halkayla bunu açıklamıştı. Bir eliniz mevcut durumunuz ve aşağıda, diğer eliniz vizyonunuz ve yukarda, iki elin arasında bir lastik çember. Vizyon mevcut durumunuzu yukarıya doğru çekmeye çalıştıkça, lastiğin orta kısımlarında kuvvetli gerginlikler meydana gelir. Eğer ilişkiler esnekse, elastikse, o zaman vizyoner yöneticiler ile onun peşine bir şekilde takılanlar arasında tatlı bir çekişme olur. Yöneticiler ve liderlerle çalışma arkadaşları arasındaki ilişkiler katı ise, kuvvetli çekişler aradaki irtibatı koparır. Herkes bir tarafa dağılır. Yönetenlerle yönetilenler arasındaki ilişkilerin özelliklerine tesir eden o kadar çok faktör vardır ki, bunları insanların kendilerinin görmesi, algılaması, kabul etmesi zordur. Bundan daha da zor olanı bu faktörlerin sorgulanmasıdır. "İşletme körlüğü" denilen husus burada daha da çetrefil hâle gelmektedir. Maddi ve matematik kriterlerle ölçülebilen performanslarla körlüğü yine aynı türden ölçütlerle büyük ölçüde giderebilirsiniz. Ama mesela; çalışanların gönülden katılımı, yönetimin kalitesi, vizyonun ve misyonun paylaşılması, kişiler ve departmanlar arası ilikilerin nitelikleri gibi konularda oluşan işletme körlüğünü gidermek daha bir zor olmaktadır. Çünkü bu durumda insanların daha fazla üzerine titredikleri "insan oğlunun iç dünyasının" açığa çıkması söz konusudur. İnsan ne kadar olgun olursa olsun, kötü bir huyunun açığa çıkmasından tedirgin olur, utanır. Böyle bir huyun mesela onun yönetim tarzını olumsuz etkilemesi söz konusu ise bu körlügün giderilmesi çok hassas ameliyatlar gerektirir. Çok engin olmamakla beraber bu konudaki tecrübelerim, yöneticilerin bu tür olumsuz özellikleri'nin; bırakın direkt olarak yüzüne vurulmasını, çok dolaylı tarzda, mesela çalışanlarıyla birlikte dinlediği bir yönetim seminerinde ortaya konsa bile acıtıcı olmaktadır. İşte özellikle insan ilişkilerinin geliştirilmesi söz konusu olduğunda, bu ilişkilerin; özenle oluşturulmuş şeffaf, samimi, sevgi ve saygının var olduğu bir şirket kültürü ortamında sorgulanması sonuç vermektedir. Aksi takdirde bu konuda atılan her adım kaş yaparken göz çıkarmak oluveriyor. Olgun bir şirket kültürü oluşturmak ise, bunun önemine inanmış bir liderin örnek olması başta olmak üzere, bu kültürün maddi ve manevî her araç kullanılarak oluşturulmasıdır. Bu konuda en önemli unsurlardan birkaçı; bu kültürün oluşumuna temel teşkil eden "in-house", "şirket-içi" seminerler ve şirketin bütün sırlarını emanet edebileceği olgunlukta ve şirket körlüğünü bünyeye en az acıyı vererek haledebilecek bilgi ve gönül gücüne sahip danışmanlar ve bütün bu sıkıntılara katlanmayı göze aldıracak şekilde gönüllere yerleşen vizyonun var olmasıdır. Ne mi diyorum? Hiiiç. Yıllardır okuduğum ve dinlediklerimden aklımda neler kaldı diyen biri olursa ona ne söylerdim diye kafama takılmış olmalı bugün. Hani "Sesli düşünüyorum" derler ya, o hesap.