Siz hiç, bir işyeri kurdunuz mu? Babanızla beraber amcanızla olan ortaklık sona erdikten sonra, kiralık dört duvar bir dükkanda, hiç sermayesiz olarak bir bıçkı (hızar) ve de bir plânya makinası ve "kafadan kızma" mazotlu su motoru ile başbaşa kaldınız mı? Dükkan sahibinin kirayı istetmeye oğlunu göndermesi ihtimaliyle yüreğiniz titreyerek günler geçirdiniz mi? Müşteri gelmesi için günlerce oturup beklediniz mi? Kurulduğunuz günlerde evinize ekmek alacak paranız olmadığı günleri yaşadınız mı? Sonra o işyerinin verimli ve kaliteli iş üretmesi böylece sadık müşteriler kazanarak hayatiyetini devam ettirebilmesi için kesintisiz terleyip, her gün heyecanlanarak yıllarınızı harcadınız mı? Bütün bu sorulara evet diyorsanız o zaman birbuçuk yılda 400 bin vergi mükellefinin işyerini kapatmasının ne demek olduğunu idrak edebilirsiniz. Yoksa bu rakamları hakkıyla yorumlayamazsınız. Bu anlattıklarımızı son yıllardaki "entelektüel sermaye" deyimi çok güzel ortaya koyuyor. Evet şirketlerin sabit, değişken ya da diğer şekillerde sınıflandırılan sermayeye ihtiyaçları bilinirdi, hâlâ da biliniyor. Ama iş dünyası yepyeni bir sermayeyi seslendiriyor şimdi: "Entelektüel Sermaye". Mesela Microsoft'un piyasa değeri bir zamanlar 500 milyar dolardı. Bunun 50 milyarı, şirketin arsası, binası, kasası, masası idi. Geri kalan 450 milyar dolar ise, yıllar boyu edinilen bilgi birikimi, tecrübe, iş yapma becerileri, buluşları, patentleri, şirket içi ve dışıyla olan ilişkiler ağı, müşteri portföyü ve benzeri, şirketlerin 'yakışıklı' bilançolarında yer almayan sermaye unsurlarıydı. İşte; şimdi bazı İskandinav ülkelerinde bilançolarda da gösterilmesi kanunen kabul edilen bu entelektüel sermaye bir kayboldu mu, onu yerine koymak zor hatta, imkânsız olabiliyor. Kriz geçer, kapatılan 400 bin işyeri yerine bir milyon 400 bin işyeri açılır diyebilirsiniz ve bunun için gerekli maddi sermayeyi borçlanır -mazur görün- dilenir bulursunuz, ama kaybolan bilgiyi, tecrübeyi, ilişkiler ağını yani entelektüel sermayeyi kolayca yerine koyamazsınız ve böylece sermayeyi kediye yüklersiniz! Sonra da oturur niye biz kalkınamıyoruz diye hayıflanır durursunuz. İşte bu seçimlerde entelektüel sermayenin bilincinde olarak, siyasi istikrarı sağlayacak birilerini destekleyin. Onun için de rastladığınız adaylara entelektüel sermaye konusundaki görüşlerini sorun. Bakalım ne cevap alacaksınız?