"Bırakınız konuşsunlar!"

A -
A +

Uzun yıllar Philips şirketinde üst ve uluslarası yönetici olarak görev yapmış olan Atok İlhan Bey'in bir konuşmasının notları elime geçti. Kendisi değişim konusunda uzun yıllar tecrübe edinmiş başarılı bir insan. Konuşmasından bazı başlıklar; Değişim en yukardan başlar, delege edilemez, yöneticinin vaktinin çoğunu değişimi yönetmeye ayırması şarttır. Vitrin süsü tarzı değişim olmaz. Değişim şartlar zorlanmadan başlatılıp bitmeyen bir süreç haline getirilmelidir. 'Üç kağıtçı' zihniyetle değişim olmaz. Şirket kültürü uygun hale getirilmeden değişim projesi uygulamaya kalkışmak boşa kürek çekmektir. Eğitime önem vermeyen şirketler değişim yönetiminde başarılı olamazlar. Değişim bir araçtır, amaç müşteri tatminidir. Bütün bunlardan sonra bu yazıyı kaleme almama sebep olan maddeye geliyorum, Sayın Atok İlhan konuşmasını benim de yıllardır savunduğum bir tespitle noktalıyor: "'İnsanların konuşmalarını sağlamak şarttır, susan topluma çözüm üretmek zordur..." Uzun yıllar boyunca yaptığım gözlemler özellikle bu son maddeyi doğrulamaktadır. Başarıya imza atmak isteyen şirketler çalışanlarını işin içine katmak zorundadırlar. Bunun en temel yolu onları sistematik bir şekilde konuşmaya teşvik etmekten geçer. Bunun için ne kadar gayret edilse yeridir. Şöyle bir düşünün şimdi, çalıştığınız veya tanıdığınız şirketlerde insanların konuşmaları yüzde kaç mümkün? İşte bu oran ülkelerin kalkınmışlık derecelerinin güvenilir bir ölçüsüdür. Haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.