"Biz ne demişiz de yapmamışız!"

A -
A +

Bizim zamanımızda en popüler sigaralardan biri de "Yenice" sigarasıydı. Rahmetli babam da Yenice içerdi. Boş paketinin kartonlarını bisikletin arka tekerleğine kıstırır, güya "motor sesi" çıkartarak turlardık mahalleyi. Annelerimiz de bazı ufak tefek düğme-ilik cinsinden eşyayı koymak için kullanırlardı o minik karton kutuyu. Yenice paketinin diğer kullanıcılarından bir kesimi de "politikacılar"dı. Seçmenle görüşmelerinde onların isteklerini, merakla dinler görünürler, sonra işe daha bir ciddi hava vermek için "Yenice paketinin üstüne not alırlardı." Sonra da malum o paketi çöpe atar. Yenisini açarlardı. Çünkü politikacının milleti adam yerine koyup onları dinlemesi bile bayağı bir "iş" idi. Politikacı "seçimdeeen, seçime" uğrar yenice paketinin arkasına notlarını alır, tekrar seçilir işine bakardı. Bu anlayış 1980'lerden sonra değişmeye başladı. Özellikle rahmetli Turgut Özal'ın özel televizyonlar yoluyla "haberleşmeyi" patlatması politikacıları daha bir ciddi davranmaya ve çalışmaya yönlendirdi. Zaten bu yüzden yıllar yılı inandığımız "Hür ve serbest seçimlerle iktidarların değiştiği" günlere ulaştık çok şükür. Artık millet lâf yapan değil iş yapan, milletin isteklerini Yenice paketinin arkasına değil 'Laptop'una yazan politikacılara prim vermeye başladı. AK Parti'nin bu konuda diğer bütün partilere fark attığını herkes teslim eder. Dün Başbakan'ı dinlerken, yılların birikimiyle hazırlanan altyapının meyvelerini toplamaya başladıklarını gördüm. Hükümetin eylem planını gerçekten çok etkili bir iletişimle hazırlanmış bir belge olarak algıladım. Ayrıca Sayın Recep Tayyip Erdoğan da konulara hakimiyetini ortaya koyan bir sunuş yaptı. Çok önemli konular var eylem planında ama bendenizin -ziraat mühendisi kökenim dolayısıyla- dikkatini çeken; bundan böyle tarım arazilerinin büyüklüğünü değil, ürün miktar ve kalitesini dikkate alan bir anlayışla tarım destekleme politikalarına yön verileceği hususu olmuştur. Bir televizyon programına konuk olan Prof. Dr. Sayın Mehmet Altan'ın bu konuda yaptığı heyecanlı konuşma ilerisi için bana da ümit verdi. "Karadelik"leri birer birer kapattığımız takdirde kabımız su tutmaya başlayacak. İşte o zaman bizi kimse tutamayacak. Çiftçi ve köylümüz de bu konuda ne demek istediğimizi, katma değeri yüksek ürünlere doğru yol aldıkça daha iyi anlayacak ve o zaman, şimdiki kızgınlıklarının yerini paylaşılan mutluluklar alacak. "Notebook"lu politikacılarınız bol olsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.