Genç adam gidecek olduğu köyden olduğunu öğrendiği yaşlı köylüye köyün kaç saat süreceğini sorar. Yaşlı adam dönüp bakmaz bile. Genç adam duyuramadığı düşüncesiyle biraz omzunu sarsar ihtiyarın ve sorusunu tekrarlar 'Amca sizin köye kaç saat çeker buradan?' Yaşlı köylü şöyle bir döner bakar ama yine cevap vermez. Genç adam köylünün duyma özürlü olduğuna hükmedip köyün yolunu tutar. Henüz elli altmış adım atmıştır ki yaşlı köylünün gür sesiyle irkilir; 'Evlat bizim köy bir saat çeker buradan' der. Genç adam 'Amca iki defa sordum cevap vermedin bu ne iş ?' der neşeyle bağırarak yaşlı köylü taşı gediğine koyar: 'Ay oğlum senin yürüyüşünü görmeden nasıl söyleyebilirdim bizim köyün ne kadar çekeceğini. Senin bu ağır aksak gidişinle bir saat çeker biraz dinleneyim yarım saatte varırım ben köyüme...' Avrupalılar bizim AB'ye on onbeş yılda ancak girebileceğimizi söylüyorlar adamlara kızıyoruz. Niye kızıyoruz ben de onu anlayamıyorum. Bu mesele benim çocukluğumdan beri Türkiye'nin gündemindedir. Kırk yıldır ortaklık için atılmış bir imza var. Bu konuda kırk yıldır ne havanda sular dövmüşüz, ne doktoralar yapmışız, ne seminer ve konferanslar hatta zirveler düzenlemişiz, ne harcırahlar yolluklar almışız, ne enstitüler kurmuş kim bilir kaç tane akademik kadro tahsis edip ne dersler verdirip ne maaşlar ne tazminatlar ödemişiz, ne kararnameler imzalamış bu imzanın gerekli kıldığı ne makam tazminatları almışız, sonra bir bakmışız bir arpa boyu bile yol kat edememişiz!.. İşte 'yaşlı Avrupalı' bizim son iki üç yıldır AB yolundaki yürüyüşümüz ile geçen kırk yıldaki hızımızın ortalamasını alıyor ve bizim "AB köyü"ne ancak on onbeş yılda varabileceğimizi söylüyor. Ancak biz son yıllarda gösterdiğimiz performansı azim ve kararlılıkla sürdürebilirsek bu yolculuğu kısaltabiliriz. Tabii öncelikli meselemiz bu vizyonu toplumun tüm kesimleriyle bilinçli ve samimi bir şekilde paylaşmaktır. Bunun için Başbakanımızın gösterdiği samimi gayretlere Başmüzakereci olarak tayin olunan Devlet Bakanımız Ali Babacan'ın büyük katkılar yapacağına inanıyoruz, bayağı uzun ve engebelerle dolu bu yolu süratle kat etmek için değişimin farkında olan genç 'adam'lara ihtiyacımız var.