Bilgi çağının ayak seslerinin duyulmaya başladığı yetmişli yıllarda insanoğlu olaylara daha yukarıdan, daha bütüne odaklı bakmanın yararlarını görmeye başladı. Kuvantum fizik teorisinin desteklediği "Sistem bütünlüğü içinde düşünme" anlayışı giderek yaygınlaştı. Eskinin parçalara bölerek, her parçayı ayrı ayrı ele alarak inceleyip sonra buradan bütüne doğru ulaşıp, olup biteni anlamaya dönük "analitik düşünce" anlayışı terk edilmeye başlandı. Aslında sanayi, hatta tarım çağında da birçok olayın tam olarak kavranmasını sağlayamayan bu anlayış, ulaşım ve haberleşmenin patlama tarzında geliştiği, teknolojinin akıl sınırlarını zorladığı(en azından benim aklımın) bilgi çağının ihtiyaçlarına cevap verememeye başlamıştı. Batı bunu 1900'lerde hissetti. Gerekli ön ayarları o zamanlar yaptı. "Böl, parçala, yut" paradigmasından "Bütünleştir ve rekabete dayan" paradigmasına geçişini sağladı. Şimdi bunun meyvelerini toplamaya hazırlanıyor. Bu mânâda ABD gerek iktisadi gerekse harbî! tekniklerle bir bütünlüğe ulaşmaya çalışırken (NAFTA, BOP vs...), Uzak Doğuda da Çin zaten başlı başına bir bütünlük!.. Bu anlayış değişiminin bizim köşeyi ilgilendiren bir yansıması da mesela; şirketlerdeki klasik ve analitik "kalite kontrol" anlayışından "Toplam Kalite" anlayışına geçme gayretleridir. "Total Quality"yi bazı yönetim danışmanları "Bütünsel kalite" olarak da tercüme ve takdim etmekteler. Yani şirketin bütününe; kapıdaki bekçiden, resepsiyondaki memura, satınalma, imalat, pazarlama, satış sonrası hizmete, bu aradaki bütün yönetim ve operasyon süreçlerinin hepsine şamil olan, hepsini bir arada kapsayan bir yönetim modeli söz konusu edilmektedir. Böyle bir anlayışla ancak en az zayiatla, en ucuza ve kaliteli mal ve hizmet üretir, böylece rekabet kasırgalarıyla baş edebilirsiniz. Yanisi, pırlanta gibi gençleri, en son teknolojileri, gıcır gıcır sermayeyi bir araya getirmek marifet değil, bunları bütünüyle kavrayacak bir yönetim anlayışını kapıcıdan yönetim kurulunun cakalı başkanlarına kadar yaymaktır mesele. Bu ise geçici heveslerle değil, uzun yıllar çile çekmeyi göze alacak bir vizyonu göze almakla başarılır. Böyle güçlü, inandırıcı, paylaşılabilir bir vizyona sahip değilseniz, gözünüz ve gönlünüz böyle bir vizyonu kesmiyorsa, hiç düzeninizi boymayın, biraz daha oyalanır ömrünüzü tamamlar gidersiniz.