Bu kafayla bu kadar yazabildim!..

A -
A +

Kendimi bildim bileli bu memlekette siyaset, gündemin birinci maddesidir. Ya da birileri siyaseti gündemin başına oturmakta, dolayısıyla insanlar diğer konuları pek fazla düşünemeden yaşayıp gitmekteler. Halbuki herkes gibi bendeniz de dünyanın birçok ülkesini gezdim, birçok ülke insanını gerek resmi gerekse özel misafir olarak ağırladım, hiçbir ülkede siyaset bu kadar ağırlıklı yer almıyor. Ya da şöyle bir tespit daha yapayım -veya ahkâm keseyim- ülke ne kadar gelişmişse o kadar az siyaset konuşuluyor, ne kadar az gelişmiş ise o kadar çok siyaset konuşuluyor. Çevreme bakıyorum yaşı sekseni aşmış annelerimiz dahil herkesin canı sıkkın bugünlerde. Çünkü onlar eski tecrübelerine göre daha fazla korkuyorlar. "Bir şeyler olur mu oğlum?" diyorlar. "Yine benzin, margarin, kuyrukları olur mu?.." Aslında ülke olarak siyasete kafa yorduğumuz kadar; mesela enerji tasarrufuna kafa yorsak, beş yıl içinde dış borçları sıfırlarız. Hele bütün işlerde -zaman dahil- tasarruf etsek, üretimimiz hem artar hem de daha rekabetçi bir duruma geliriz. Ama maalesef çamurda durmadan patinaj yapan araba gibi yıllardır boşuna enerji tüketiyoruz. İnsan düşünmeden edemiyor: "Arkadaş bütün planlar, programlar, çalışmalar gayretler insanların; toplumun refah ve mutluluğu için değil midir? Yani yönetim için kurulan sistem insanları mutlu etmek için değil midir? O sistemde yaşayan kişilerin mutlu olup olmadıklarını öğrenmek için o kişilere sorulması gerekmez mi? Bunun adına demokrasi denmiyor mu? Bütün bunları ilkokul "Yurttaşlık Bilgisi" dersinden itibaren her eğitim seviyesinde böyle öğrenmiyor muyuz? E, o halde aksayan nedir? Neden insanımızı madden ve mânen telef eden sürtüşmelere muhatabız?.." "Toplam Kalite" denilen yönetim sisteminde şirketler artık "patronları memnun etme" anlayışından, sırasıyla; hissedarları, çalışanları, müşterileri, toplumu memnun etmeye yönelmektedirler. İçinde bulunulan ortamın bütün katmanlarını mutlu kılan sistemlerle sürdürülebilir bir kalkınmanın mümkün olacağını "gözünü kâr bürümüş patronlar" bile anladılar. Darısı ülkemizin başına...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.