Bu kafayla nereye kadar?..

A -
A +

Eğitim Şûrası toplanmış. Toplantının sonunda koca koca adamların tartıştıkları konuya bakın! Sanki düşman bir ülkenin, hem de öyle böyle düşman değil memleketin dibine darı edecek kadar düşman bir ülkenin çocukları üniversitelerimizi zorla işgal edecekler!.. Üniversite imtihanına zorla girmeye çalışıyorlar. Biz de bunları almamak için uğraşıyoruz. Yapmayın ne olur! Gelin bu gayreti ve hırsı, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu elemanları yetiştirmenin yollarını aramakta gösterelim. Birçok yönetici ile yaptığımız sohbetlerde rekabete dayanabilmek için birinci şart olan kalifiye eleman bulmada çektikleri sıkıntıları duyarım yıllardır. Ve de bu konu kanayan yara olarak sürüp gitmektedir. Anadolu insanının çilesi, gözyaşı, alın teri ile biriktirdiğimiz kıt kaynaklarımızdan ayırarak kurduğumuz eğitim sistemimiz, beyinleri dar kalıplar içine hapsolmuş kişilerin hazırladıkları, iş hayatının gerçekleriyle bağdaşmayan "müfredat programları" ile dumura uğramış durumdadır. Şöyle etrafınıza bakınız, birçok iş adamı ve mesleki kuruluş kendi konularıyla ilgili mesleki eğitim veren okullar açmaya çalışmaktadırlar. Son günlerde mesela Koç Holding'in "meslek liselerinin geliştirilmesinin en hayati konumuz" olduğu hususunda vermeye çalıştığı mesajı bıçağın kemiğe dayandığının göstergesi olarak değerlendiriyorum. Türkiye maalesef global bir actor olabilmenin gerekli kıldığı insan kaynağının altyapısına sahip görünmüyor. Bu kafayla gidilirse yakın gelecekte en büyük handikap bu olacaktır. Çünkü teknolojiyi; sıkarsınız dişinizi, tasarruf eder, kaynak biriktirir belki ithal edebilirsiniz. Ama bu teknolojiyi global ekonominin istediği mal ve hizmetleri üretecek şekilde kullanabilmek için gerekli insanı ha deyince bulamaz, basar parayı ithal edemezsiniz. Etseniz bile bu insanların gönüllerini katarak çalışmasını sağlayamazsınız. Pastırma yazının keyfini çıkarmaya çalıştığımız bu hafta sonunda canınızı sıkan bu yazıyı yazmayı ben de istemezdim. Ama inanın en önemli meselemiz "Kuvantum Düşünce Çağı"nın gerektirdiği insan kalitesini yakalamaktır. Bunun temel şartı ise konulara "Kısır ve dar çerçeveli analitik kafayla" değil, insanın tüm özellikleri ile odağına koyan "bütüncül" yaklaşım metotları ile yaklaşmaktır. Umarım bunun için birkaç nesil daha beklemek zorunda kalmayız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.