Bu sese kulak verin!

A -
A +

Televizyonlarda son günlerde toplumu alışverişe teşvik için yayınlanan reklâmları görünce yine eski günlere babamın marangoz dükkânına aktı beynim... Zira bu reklâmlarda verilmek istenen mesajı en iyi algılayanlar bir esnaf dükkânında alışverişsiz geçen günleri, haftaları hatta bazen ayları yaşamış olanlardır. Gerçekten çok zordur. Evin ihtiyaçlarını karşılayamamak zordur ama hele yanınızda bir veya birkaç çalışanınız varsa o çok daha zordur. Çünkü kendi evinizde "Kol kırılır yen içinde" der durumu ailece göğüslemeye çalışırsınız, ancak bunu çırağınız veya kalfanız için söyleyemezsiniz. Buna hakkınız yoktur. "Haftalıklar" günü gelince ödenmelidir. Bunun için ya evdeki birikimleri bozdurursunuz ya da daha da zoru "borç" bulursunuz... İşte böylece işlerin kesat gittiği o günlerde; suya hasret kalmış, kurumuş çatlamış toprağın gökten bir damla suyu beklediği gibi bir müşteri beklersiniz. Tamam, bu böyle sürüp gitmeyecektir. İşler açılacaktır. Ancak işte toprağa düşen o ilk damlanın, dükkâna giren o ilk müşterinin esnafa verdiği haz, yeşerttiği ümit gerçekten bir başka anlamlıdır, bir başka değerlidir. Reklam spotlarında belirtildiği gibi "can suyu"dur... Şimdi edebiyat kabiliyetimi sonuna kadar zorlayarak tasvir etmeye çalıştığım bu durumu derece derece büyütün ve kendinizi yüzlerce bazen binlerce kişinin çalıştığı şirketlerden, milyonlarca müşteriden oluşan bir ülkeye uygulayın. Bitkilerin suya çok yaklaştıkları bir zaman dilimine ulaşmalarını sağlayacak bir can suyu misali birçok şirketin hayatını kurtaracak bir aksiyon vurgulanıyor o reklâmlarda. Bunun doğru bir tespit olduğunu o reklâmlarda gönüllü olarak rol alanlardan anlayabiliriz. Bir bankacılık duayeni olan Akın Öngör'e, finans sektörünün zirvesinde yöneticilik yapmış bir Yaman Törüner'e, inanmadıkları bir konuda rol kesmeye ikna edemezsiniz. Hepsi tamam; ancak burada piyasadan kaliteli kalitesiz ne bulursanız alın demiyoruz kimseye ve kuruluşa. Eğer bu "can suyu harekâtı" kafanıza ve gönlünüze yattı ise, o zaman gerçekten ihtiyaç duyduğunuz hizmetleri, malları ve ham maddeleri satın alma kararlarını çok fazla ertelemeyin. Böylece kriz sonrası en fazla büyüme kabiliyetine sahip ülkelerden olduğu dile getirilen ülkemizin büyüme esnasında ihtiyaç duyacağı o mal ve hizmetleri daha ucuza ve daha kaliteli olarak bulma imkânı olacaktır. Bu ise kaliteli ve ucuz üretim, dolayısıyla rekabette başarı demektir. Hadi şimdi çıkın hiç olmazsa birkaç simit, birkaç balon alın gelin...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.