Bilginin dolaşımı hızlandıkça, şeffaflık artıyor. Şeffaflık arttıkça siyaseti takip etmek kolaylaşıyor. Böylece ülkemiz daha aydınlık bir geleceğe doğru yol alıyor. Bundan kırk elli yıl evvel, cızırtılı parazitli radyoların sabah akşam devlet tekelindeki haber bültenlerinden siyaseti takip etme döneminin bittiğini idrak eden siyasî kadrolar başarılı oluyorlar. Siyaset de bir nevi satış olduğuna göre bu gelişmelerin ışığında modern teknikleri uygulayanlar ipi göğüslüyorlar. Önce müşterinin ne istediğini, ona kulak vererek tesbit edeceksin, sonra bu isteği karşılayacağını umduğun mal ve hizmet alternatiflerini ona sunacaksın. Sonra çok fazla agresif satış tekniklerini terk edip; müşteriyi yönlendirmeden satışı gerçekleştireceksin. Bu ölçülerden hareketle siyasi partileri değerlendirdiğimiz zaman seçimlerde bu tekniği en iyi uygulayan parti AK Parti oldu. İstanbul İl Başkanından dinlediğimiz sistemi bütün Türkiye'de tavizsiz, ya da siyasetin cilvesi olarak az tavizle uyguladıkları anlaşılıyor. Siyaset "risk alma sanatı"dır Yani çok objektif kamuoyu yoklamaları baz alınarak aday tespiti yaptı AK Parti. Tabii bazı büyük şehirlerde liderin takdir hakkını kullandığı ve kullanacağı anlaşılıyor. Bunu da tabii karşılamak gerek. Çünkü siyasetin bir diğer tanımı da "risk alma sanatı"dır, mâlum... Altmışa merdiven dayamış bendeniz bugüne kadar hiçbir başarıya laf olsun kabilinden tedbirlerle ulaşıldığını görmedim. Bu seçimlerde de seçmenin tercihlerini gerçekten bilimsel metotlarla tesbit eden AK Parti büyük bir başarıya imza atacağa benziyor. Ne demişler: "Çalışan kazanır..."