İp cambazları çocukluğumuzun en önemli motiflerindendir. Senede bir ya gelirdi Alaşehir'e ya iki... Aman ne heyecanlanırdık. Hele acemi taklidi yapan ustaların hareketleri minik yüreklerimizi ağzımıza getirirdi. Hop oturur hop kalkardık, çığlıklar etrafı çınlatırdı. Çocuk beynime kazınan bu temaşa zihnime 'Denge'nin önemini âdeta çakmıştır. Cambazın ip üzerinde kullandığı uzun denge sırığı, daha ustalarda iki yana uzatılmış iki kol her olayın en azından iki yönünü düşünmeye zorlamıştır beni. Bir problemle karşılaştığımda hemencecik iki yönüne göz atma alışkanlığım vardır. Yıllar önce Sayın Abdullah Gül Başbakan iken Ankara'da gazetelerin yönetici ve yazarlarıyla Güneydoğumuzdaki terör olayları konusunda bir toplantı yapmıştı. Uzun konuşma ve tartışmaların sonuna doğru konunun uzmanı olmadığım için biraz da çekinerek söz almış ve sormuştum: "Sayın Başbakanım, toplantının başından beri bu acı veren terör olaylarının önlenmesi için çözüm olarak teröristlerin nasıl yok edileceği konuşuldu. Asker ve polisin bu konudaki rollerinin ne olacağı tartışıldı. Bu tarz tek taraflı tedbirlerle bu meselenin halledilmesi mümkün olmadı ve bundan sonra da mümkün görünmüyor. Meselenin halli için polisiye tedbirlerin yanında sosyolojik ve psikolojik verilere dayanan tedbirlerin alınması da önem arz ediyor. Bu çerçevede meselenin dengeli bir şekilde ele alınmasına katkıda bulunmak üzere benim sorum şudur: Bölge halkının neyi sevdiği neyi sevmediği, neye inandığı neye inanmadığı gibi konularda bilimsel araştırma sonuçlarına dayanan raporlar var mı devletimizin elinde?" O gün için meselenin sosyo-psikolojik yönüyle tam manasıyla ilgilenildiği intibaı uyanmamıştı bende. Ama birkaç gün önce Başbakan Sayın Erdoğan ekonomi bilimi kadar sosyoloji bilimine de önem vermemiz gerektiğini söyleyince ilerisi için bayağı ümitlendim. Dengesini sağlayamayan cambazın sonu feci oluyor malum!..