Bir takım çantası düşünün! Neler olur içinde. Her çeşitten alet değil mi? Çekiç, kerpeten, pense, testere, her boyda anahtar, alyan anahtarları, tornavida, lokma takımı... Böyle çeşitli aletler olmayan çantaya takım çantası demezler. Yanisi iyi bir iş çıkarmak istiyorsanız iyi bir takım çantanız olmalı. Bu çantanın en önemli özelliği farklı aletlerden oluşmasıdır. Ne kadar çok farklı aletiniz varsa o kadar çok başarılı olursunuz. Elinizde sadece çekiç varsa dünyanın en iyi çekici de olsa işe yaramaz. İkincisi bütün aletler kaliteli olmalıdır. Kalitesiz aletle bir yere varamazsınız. Hadi babamın dükkânından bir cümlecik alalım yine: "Kem âlâttan kemâlat gelmez!.." Aletlerin (âlât) tamam olması da yetmez, bunları belli bir hedefe yönelik olarak kullanacak usta lazımdır. Senelerdir takım olma konusunda yazarım çizerim. Bu konu açılınca bayağı da heyecanlanırım. Ama şu memleketteki politikacı takımına takım olmanın önemini duyurabilmiş değilim. Ne zaman haberlere takılsam, adamlar başka bir takım çantasının aletleri imişler gibi. Sanki memlekette iktidar ayrı milletten, muhalefet ayrı milletten gibi davranıyorlar. Birinin yaptığına öbürü ne olursa olsun karşı çıkıyor. Parti sözcülerinin boğazlarını yırtarcasına bağırarak konuşmalarından bıktım usandım. Sonra şöyle bir tahlil yapıyorum. Memlekette çok çeşitli kültürlere sahip insanlarımız var. Takım çantamızın çeşidi bol. Ama kalite konusunda problemlerimiz var çünkü millet olarak 'okumuyor', 'önümüze konanla yetiniyoruz'. Bizi bir hedefe yöneltecek ustalar konusunda da problemlerimiz var. Çünkü ustalarımız 'meşveret ederek memlekete nizam vermeyi değil, didişerek koltuk kapmayı' iktidar ve muhalefet olmak zannediyorlar. Bir takım olabilsek, nelere kavuşacağız. Aah.. Ah...