Belli bir yaştan sonra insanlar sağlık konusunda biraz daha duyarlı oluyorlar. Çocuklukta hiç akla gelmeyen tahliller, tedbirler yaşlılıkta hayatın vazgeçilmezleri oluveriyor. Ancak çoğunlukla orta yaşlarda hastalıkların ilk belirtileri ortaya çıkmadan yapılacak check-up'ların faydası çok oluyor. O zaman hastalıklar önceden teşhis edilebilirse tedavide daha başarılı olunuyor. Ancak insanoğlu sağlıklı iken bu işlere fazla kafa yormuyor. Bizim Eşrefpaşa şoförlerinin tabiriyle "nerde trak, orda bırak!" deniyor, hastalıkların üstesinden gençliğin verdiği enerji ve cesaretle gelinebilir sanılıyor. Ama uzun zaman belirtileri ortadan kaldıran tedbir ve tedavilerle "ötelenen" hastalıklar birden patlak veriyor o zaman (yanlış kullanmıyorsam) hekimlerin "akut" dedikleri hal zuhur ediyor ve iş çok daha çetrefilleşiyor. Tedavi daha zorlaşıyor. Hastalığın çeşitli sistem ve organlara ve sıçraması söz konusu olduğunda ise durum daha da vahimleşiyor. Tedavi artık büyük ameliyatlar, aylar yıllar süren perhizler, ilaçlar vesaire ile hem pahalılaşıyor, hem de başarı şansı azalıyor. Ama yine de bu tür durumlarda bile ileri tıp teknikleri işe yarayabiliyor. Hatta organ nakilleri ile büyük başarılar elde edilebiliyor. Her zaman yaptığımız gibi, yukarıdaki satırlarda insanlar ve insanoğlu geçen yerlere şirketler ve örgütleri koyun ve tekrar okuyun. Tamam mı? Şirketlerde de aynı olaylar cereyan ediyor mu? O halde şirketlerde de özellikle orta yaşlarda ya da şirketler kurulup, serpilip büyümeye başlayınca "Check-up yaptırmak gerekir" sonucuna ulaşmış oluyoruz. Bu tamam. Ama şirket bünyesinde check-up nasıl yapılacak? Bunun çok çeşitli yolları var. Bu konuda birçok uzmanı da dinledim. Mesela bir tanesi "Balanced Skorcard" denilen ve şirkete çok çeşitli özellikleri açısından not verilen bir karne uygulaması özet olarak. Ancak şirketi bu ve benzeri özellikler açısından değerlendirebilmek için, yönetici ve çalışanların müştereken benimseyecekleri bir check-up listesinin onlara anlatılması ve öğretilmesi bunun için de; liderlik, yetki devri, değişim yönetimi, takım çalışması, motivasyon, şirket kültürü, iletişim, yeni yönetim anlayışı, müşteri odaklılık, temel değerler, misyon, vizyon, strateji ve benzeri birçok kavramlar ve uygulamalar konusunda yönetici ve çalışanların temel bilgilere sahip olmaları gerekiyor. İşte bunlar bir şirketin check-up listesi olabilir. Eğitim seminerleri ile... Bu konularda şirketin ne durumda olduğu çalışanlar ve yöneticilerin bir eğitmen ve danışman nezaretinde bir araya gelip kendilerini serbest bir ortamda ifade edebildikleri, sabır ve hoşgörü gerektiren, beyin fırtınaları, arama konferansları, eğitim ve danışmanlık seminerleri, daha güncel ifadeyle "work-shop"lar yani "atölye çalışmaları" ile tesbit edilebilir. Yani hastanın kendi hastalığının teşhisinde hekime yardımcı olması gibi şirket de bir "şirket doktoru"na durumunu samimiyetle ortaya koyarsa şirketin check-up'ı, başarıyla yapılır varsa belli rahatsızlıklar için yine hep birlikte çözümler üretilir ve de en önemlisi bu çözüm önerileri yine "hep birlikte" uygulanmaya çalışılır. Üst yönetimin katılmadığı bu faaliyetler, hekimin yazdığı reçeteyi suya batırıp içerek iyi olmaya çalışmak demektir. Bunun faydası olmaz. Check-up'a ve hekime verilen para boşa gider.