Çok mu abartmışım yine?

Dünya ve onun üzerindeki insanın bilinen ve belgelere dayanan tarihi bildiğim kadarıyla yirmi, yirmi beş bin yıla kadar uzanıyor, ondan ötesi bilinmiyor. Ancak oralarda da bazı medeniyetlerden Atlantis ve benzerlerinden bahsediliyor. Geçenlerde Japonya'da deniz altında çok büyük bir medeniyetin kalıntılarını anlatan bir belgesel izlemiştim. İnişler ve çıkışlarla dolu son on bin yıl biraz daha belirgin. İnsanlar bir ara klan tarzı avcılık-toplayıcılık yaparak yaşamışlar. Sonra tarım çağı başlamış, bir yere yerleşip, üretip saklayarak hayatlarını idame ettirmişler. Küçük el aletleri ile imalattan buhar makinesini kullanarak sanayi çağına adım atmışlar. Bir rivayete göre yirminci yüzyılın sonlarına doğru bilgi çağına yelken açmışlar... Bu hikâye malum. Hatta şu anda dünyanın çeşitli yörelerinde bu saydığımız çağların uzantıları mevcut. Geçenlerde Amazonlar'da ilk defa diğer insanları gören bir toplulukla ilgili haberler vardı. Helikoptere kahramanca mızrak sallayan adamlar fotoğraflanmıştı!.. Bu on bin yıl boyunca çağdan çağa geçiş gittikçe kısalan sürelerle gerçekleşmiş. Avcılık toplayıcılıktan tarıma beş altı bin yılda geçilmiş. Tarımdan sanayiye geçiş belki üç dört bin yıl sürmüş. Sanayi çağından bilgi çağına iki üç yüzyılda geçildiği biliniyor. Şimdi bilgi çağından adını henüz tam olarak koyamadığımız yepyeni bir çağa doğru ilerliyoruz. Bizim nesil iki hatta üç çağı bir arada görme imkânını bulacak belki de... Son iki yüzyıla ayak uydurma gayretlerinin ürünleri olan ekonomik sistemler; kapitalizm, komünizm, sosyalizm, faşizm birer birer sahneden çekiliyorlar. Dünyayı sarsan son krizden sonra devletin "Gerektiği hallerde ekonomik ve sosyal hayata ölçülü müdahalesini öngören bir liberal sistem"den bahsediliyor. Bilgi ve haberin elektron hızıyla aktığı bugünler gerçekten yeni bir çağın şafağının söktüğünü haber veriyor. Gençlere biraz yakından bakın, onlar bu yaklaşan yeni döneme hazırlık yapmaktalar. Bu şiddetli krizden fışkıran kıvılcımlar onların yolunu aydınlatacak, onların daha insanca yaşama arzuları çok daha kısa sürede gerçekleşeceğe benziyor. Irak'ta ve Filistin'de yaşananları bütün dünyada gençliğin nasıl değerlendirdiğine biraz daha yakından bakın!..