Son günlerde bazı tamir ve tadilat işleri dolayısıyla Küçük ve Orta Boy İşletmeciler yani meşhur KOBİ'ler ve esnafla birebir temastayım. Hepsine bir ümitle soruyorum: "Nasıl kıpırdanma var mı?" Çoğunluğunun cevabı, "Daha tam değil, ama biraz canlanma var gibi. Ama henüz şöyle nefes aldıracak bir rüzgâr alamadık" tarzında... Her ne kadar "esnafın gözyaşları"na bakarak ekonomi yönetilmez. Çünkü esnaf her zaman ağlamaklıdır, çünkü güven vermeyen ortamda hep temkinli olmak, hep temkinli konuşmak gerekir. Ama ne var ki orta direğe gereken destek henüz tam olarak verilebilmiş değil. İktisadi büyümeyi sağlamak için motor sektörlere yüklenilir malum. Bizde de bu, inşaat sektörüdür. Devlet inşaat ihaleleri ya da konut kredileri musluğunu açar. Kredi alan büyük müteahhit yatırıma karar verir. Sonra bu dalga dalga KOBİ'lere doğru yayılır ve sonunda ekonomik hayatta bir canlanma hissedilir. Belli bir zaman alır bu süreç, ekonomik iyileşmenin halka yansıması bazan sosyal gerginliklere sebep olur. Susuz kalmış toprağın çatlaması misali... En mükemmel metot!.. Su, toprak dedim de aklıma geldi... Ziraat Fakültesinde bir de sulama dersi gördük. Bizim zamanımızda suyu kanallara oradan da tarlaya salarak yapılan salma sulama esas metottu. Tarlaya su salınır önce suya ilk kavuşan kısımlar iyice bir doyar, sonra belli bir zaman sonra tarlanın diğer çatlamış topraklarına doğru su yol alırdı. Sonraları suyu aşırı derecede israf eden bu metot yerine yağmurlama sulama gündeme geldi. Ancak bu metot da bir miktar su israf ediyordu... En sonunda damlama sulama denilen bir usulle su, bitkinin köklerine kadar delikli hortumlarla götürülüyor. Vanadan ayarlanan bu sistemle; hem su israfı hem de aşırı sulamadan dolayı alt katmanlardaki tuzlu suyun yüzeye çıkması sebebiyle oluşan çoraklaşma önlenmiş oluyordu. Bu metotla çöllerde bile muhteşem bitkiler yetiştirildiğini gözlerimle gördüm. Hortumları KOBİ'lere uzatmak! Şimdi zamane tabiriyle bu sulama usülünü, ülke genelindeki kalkınma finansmanının düzenlenmesinde kullanmak üzere nasıl "benchmark" edebiliriz. Yani bu metodu nasıl kıyaslarız. Yani finansman kaynaklarını ve kredileri küçük işletmelere ve esnafa ara kademelerde buharlaştırmadan ve toprağın derinliklerine kaptırmadan nasıl ulaştırabiliriz. Bu konuda yılların tecrübesine sahip Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'a ve esnaf kültürüyle yoğrulmuş genç Bakan Ali Babacan'a iş düşüyor. Hortumların KOBİ'lere doğru uzatılması işi yani.