Bugün sizlere Prof. Dr. Muhammed Yunus'un macerasını özetleyeceğime söz vermiştim. 2006 yılı Nobel Barış Ödülünü alan Bangladeşli, yani bizim neslin bildiği adıyla "Doğu Pakistanlı" bir bilim ve iş adamının başarı öyküsü bu aynı zamanda. 1970'li yıllarda bir köyde hasır sandalye ve masalar imal eden fakir insanlarla sohbet ediyor Yunus bey. Bu çok güzel eşyaları satamadıklarını çünkü bunun için şehire gidecek paraları olmadığını konuşuyorlar. Muhammed Yunus o köylülere 27 dolar (yalnız yirmi yedi dolar) veriyor bağış olarak. Gel zaman git zaman bu kadınlar bu parayla yaptıklarını şehre ulaştırıp satıp, daha çok üreterek durumlarını düzeltiyorlar. Ve birgün Prof. Muhammed Yunus'un kapısını çalıp, onlara verdiği 27 doları geri getiriyorlar. İşte bu olay Prof. Yunus'un beyinde bir şimşek çaktırıyor. Fakir insanlara çok küçük miktarda (mikro) borç (kredi) imkânı, tanınsa bu insanların refah seviyesine büyük katkılar yapılabilir. Böylece mikro-kredi, kavramı ve modelinin ilk adamları atılıyor. Sonra bu sistemi destekleyen diğer sosyo-ekonomik, kültürel ve psikolojik unsarları araştırıyor ve şu üç önemli hususu tesbit ediyorlar: Bir: Kadınlar borçlarına, erkeklerden daha sadıktırlar. İki: Fakirler borçlarına zenginlerden daha sadıktırlar. Üç: Devletin müdahalesi olmadan bir sistem kurulursa başarılı olunur. Bunun üzerine uzun yılların araştırma ve gözlemleri sonucu ana hatlarıyla şöyle bir model ortaya çıkıyor: "Grameen Bank" yani "Köylü Bankası" adıyla bir kredi kuruluşu kuruluyor. Beş kadın bir araya gelip, birbirlerine müteselsil (zincirleme) kefil oldukları takdirde bunlara proje bazında mikro-kredi veriyor. Yani borca karşılık bir karşılık aranmıyor. Zaten aransa da fakir köylünün bu imkânı yoktur. Bu kadınların herbiri oturup ne yapabileceklerini konuşuyorlar, diyelim birisi bir inek alacaktır, diğeri bir dikiş makinası, öbürü triko makinası vs alacaktır. Senetleri imzalayıp krediyi alıyorlar. Çalışma esnasında devamlı temasta oldukları için birbirlerini kontrol edebiliyor, aksayan yönlerini tartışabiliyor, gereğinde birbirlerine yardım ederek kredinin geri ödenmesinde bir problem yaşanmaması için önceden tedbir alıyorlar. Herşeye rağmen bir üye kredisini geri ödeyemezse diğer kadınlar bu borcu birlikte kapatıyorlar. Rakamlar müthiş, Bangladeş'te 6 milyon aile, bunların yüzde doksan sekizi kadın, yaklaşık 6 milyar dolar kredi kullanmakta ve bu rakam giderek artmaktadır. Ve de geri ödeme oranı yüzde yüze yakındır. Diyarbakır, Siirt, Şanlıurfa, Van ve Batman'da AK Parti milletvekili ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Başkanı Prof.Dr. Aziz Akgül beyin öncülüğünde başlatılan pilot uygulamada üç bine yakın kişiye yaklaşık dört milyon YTL kredi verilmiş, olumlu sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Gönlü insan sevgisi ile dolu olmak ve de içinde bulunduğu toplumun değer yargılarına uygun sistem ve modellere kafa yormak mümkün olunca, böyle başarılara ve ödüllere kavuşmak mümkün oluyor. Darısı başımıza.