Dünyanın yeni düzeni!

A -
A +

İnsan­lık yep­ye­ni bir ça­ğa adım at­ma­nın san­cı­la­rı­nı ya­şı­yor. Ha­yır­lı ol­sun. Bir­çok dü­şü­nür, ya­zar, ge­rek si­ya­si ge­rek­se eko­no­mik yön­den bu ye­ni ça­ğı an­la­ma­ya, al­gı­la­ma­ya, ba­zı­la­rı ge­le­ce­ğin se­nar­yo­la­rı­nı yaz­ma­ya baş­la­dı. Bi­zim ve bi­zim gi­bi "ken­di ya­ğı­mız­la kav­ru­la­lım" pa­ra­dig­ma­sıy­la ya­rım asır­dan faz­la bey­ni yı­kan­mış ül­ke­le­rin bu ye­ni dö­ne­me ayak uy­dur­ma­la­rı da­ha zor ola­cak gi­bi gö­rü­nü­yor. Çün­kü ye­ni ça­ğın iş ha­ya­tı­nın en önem­li pa­ra­met­re­le­ri (gös­ter­ge­le­ri) ve­rim­li­lik, ye­ni­lik­çi­lik, bü­tün dün­ya­nın bir tek pa­zar ha­li­ne gel­di­ği­ni id­rak et­mek, her sa­ha­da ka­tı­lım­cı bir yö­ne­tim tar­zı­nı be­nim­se­mek gi­bi özet­le­ne­bi­lir. Ya­rım asır­dan faz­la za­man uy­gu­la­dı­ğı­mız, Rah­met­li Özal'dan son­ra bi­raz ce­sa­ret­le­nip sor­gu­la­ma­ya yel­ten­di­ği­miz "dev­let­çi" po­li­ti­ka­lar hâ­lâ ayak ba­ğı ol­ma­ya de­vam edi­yor. Ve­rim­li­lik ko­nu­sun­da en bü­yük ayak ba­ğı­mız olan "Ka­mu İk­ti­sa­di Te­şeb­büs­le­ri­ni" tas­fi­ye et­miş de­ği­liz. En kı­zıl ko­mü­nist ül­ke­ler­de bi­le böy­le bir prob­lem kal­ma­dı­ğı hal­de, biz he­nüz özel­leş­tir­me işi­ni be­ce­re­me­dik. Son beş al­tı yıl­dır bu ku­ru­luş­lar (ge­rek dev­let­te ge­rek­se be­le­di­ye­ler bün­ye­sin­de) es­ki­ye oran­la da­ha emin el­le­re tes­lim edil­di­ği için bi­raz ne­fes al­dık. Yok­sa "dev­let ma­lı de­niz, ye­me­yen ......" man­tı­ğıy­la de­vam et­se idik, bu son kriz bi­zi İz­lan­da'dan be­ter eder­di. Özel sek­tö­rü­müz­de de bu "dev­let­çi, KİT" an­la­yı­şı uzun yıl­lar et­ki­li ol­du. 1994 kri­zin­den son­ra iş dün­ya­mız bu ko­nu­da önem­li adım­lar at­tı. Ve­rim­li­li­ğin ve ye­ni­lik­çi­li­ğin öne­mi­ni kav­ra­dı. 2000'li yıl­la­rın kriz­le­ri "mo­ne­ta­rist" (ya­ni pa­ra­nın hok­ka­baz­lık tar­zın­da el de­ğiş­tir­me­si) po­li­ti­ka­lar­la bir ye­re va­rı­la­ma­ya­ca­ğı­nı kav­ra­dık. Bu iki kriz­den al­dı­ğı­mız ders­le­rin bir baş­ka­sı da in­sa­nı bor­dro­da bir sa­tır ola­rak de­ğil, en­te­lek­tü­el ser­ma­ye­mi­zin bir par­ça­sı ola­rak gör­me be­ce­ri­si­ni ka­zan­dık. Çin fır­tı­na­sı ya da kri­zi ise her­kes gi­bi bi­zi de "glo­bal iş ha­ya­tı"nın bir hi­ka­ye de­ğil ger­çek ol­du­ğu­na ik­na et­ti. Çin da­hil ye­ni pa­zar­la­ra ih­ra­cat im­kân­la­rı­nı araş­tır­dık bul­duk. İh­ra­ca­tı­mız 150 mil­yar do­lar­la­ra var­ma­say­dı, biz bit­miş­tik. Şim­di bü­tün bu acı tec­rü­be­le­re da­ya­nan bil­gi­ler ışı­ğın­da, da­ha in­san­cıl da­ha hak­ka­ni­ye­te da­ya­lı ola­ca­ğı ön­gö­rü­len "ye­ni sos­yo-eko­no­mik dün­ya dü­ze­ni­ni" al­gı­la­ma­lı­yız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.