Sahibine küsen nice kedi nice köpekler, atlar gördüm hayatım boyunca. Hatta çiçeklerle konuştuğunu, onlara iyi davranıldığı zaman daha güzelleşip geliştiklerini söyleyen meraklı hanımları dinlemiş olmalısınız. Sessiz ve sakin ahırlarda yaşayan ineklerin süt veriminin daha yüksek olduğu ispatlanmıştır. Hatta son yıllarda Japonya'da hakaret edilen suyun kristallerinin darmadağınık, sevgiyle yaklaşılan suyun kristallerinin güzel ve düzenli şekiller aldığı resimleri çekilerek ispatlanmış durumda. Canlı cansız her yaratık iyi muameleden hoşlanıyor. Bütün yaratıklar içinde duygusal açıdan en hassas olanının 'insanoğlu' olduğunu söylesem herhalde bana katılırsınız. İşte insanların bu yönü iş hayatında ve ekonomik gidişatta çok etkili oluyor. En küçük ekonomik karar birimi olarak düşünülen 'insanlar'ın duygularına dayanarak aldıkları kararların bileşkesi şirketleri ve ekonomiyi, siyaseti akıl almaz derecede etkiliyor. Bunun farkına varan yöneticiler, patronlar, siyasetçiler daha başarılı oluyorlar. Liderlik konusunda çok kafa yoranlardan biri olan Max de Pree 'Bir yöneticinin kendine biçilen görevlerin yanında şirketine getirebileceği en etkili şey, pozitif duygulardır' diyor. İşte son zamanların önemli konularından olan 'Yönetici ve Lider' karşılaştırmasında önemli bir tutamaklardan biri de bu olabilir. Klasik 'Emret-Kontrol et' tarzında yönetimde duygulara asgari yer verilirken, son yıllarda geliştirilen 'Liderlik et' tarzı yönetimde duygulara daha fazla önem atfediliyor. İşte 'duyguların bu denli etkili olduğu' iş ve siyaset hayatımızda, insanları etkileyebilmek klasik yönetici tarzıyla mümkün olamıyor. Onların gönül dünyalarına hitap edebilmek için 'onlardan biri olarak, samimiyetle' davranmak gerekiyor. Bu son söylediğimiz iki özellik ise 'Lider doğulur mu-Lider olunur mu?' tartışmasını 'Lider doğulur' yönüne çekiyor. Çünkü insanlar 'Kendilerinden biri ve de samimi olan ile olmayanı' duygularıyla ayırt ediyorlar. Burada diğer kriterler işe yaramıyor. Onun için atalar "Lisan-ı hal, lisan-ı kal'den entaktır" yani hal ile olan lisan, konuşma ile olan lisandan daha iyi söyleyicidir demişler. O yüzden insanlar 'slogan atanları' değil 'adam gibi adam olanları' tercih ediyor, samimi duygularla seçim yapan insanların şirketleri de, devletleri de başarılı oluyor. Türkiye'de son yıllarda olan biteni açıklamada yardımcı olur mu bu söylediklerim sizce?..