DYP'li Mehmet Ali Bayar

"Günlerdir köy köy, kasaba kasaba dolaşıyorum. Türkiye'yi hiç bu halde görmemiştim. Evet, halk maddi sıkıntıda. Ama halkın esas sıkıntısı; ümidini yitirmiş, küsmüş... İnsanımız siyasetçiye olan güvenini kaybetmenin ötesinde, saygısını yitirmiş. Köy kahvesine giriyoruz, sırtını dönüp oturuyor. Türk örfünün en azından misafire saygısı dolayısıyla, bir hoşgeldin demesi gerekir diye düşünüyorum... Bir köydeki yaşlı bir zatın değerlendirmesiyle 'milletin ar damarı çatlamış'. Ekonomiyi düzeltirsiniz, ama toplumdaki bu dejenerasyonu kolay kolay düzeltemezsiniz. Çok kimse de bunun farkında değil. Toplumsal değerlerinize sahip çıkmazsanız kalkınma gayretleriniz boşa gider..." Bu önemli tesbiti yapan, DYP'nin rozetini son günlerde göğsüne takan Mehmet Ali Bayar. Kendisiyle ilk defa yüzyüze görüşme imkânı bulduk. Aileden siyasi ve sosyal konulara aşina olduğu anlaşılıyor. Çünkü sosyoloji bilimi, tercüme Amerikan literatüründen okumakla öğrenilmiyor. Ülkemizde birçok aydınımızın problemi bu. Tercüme edilirken kilise yerine cami, papaz yerine imam kelimelerini monte ederek hazırlanan sosyoloji kitaplarındaki bilgilerle toplumun ruh halini analiz etmek mümkün değil. Globalleşen ekonomiyi bu yolla yönetebilirsiniz belki ama, iş toplumun manevi değerlerine gelince bu şansınız yok. Bunu ancak dağarcığınızı önceden doldurma şansına sahip olduysanız becerebilirsiniz. Dünya ve Türkiye'nin gerçeklerini görerek, yaşayarak öğrenme imkânı bulmuş olan Mehmet Ali Bayar, Doğru Yol Partisi için olduğu kadar Türkiye için de bir şanstır. Çünkü siyasi tecrübe kolay ve ucuz kazanılmıyor. Bu bakımdan Tansu Çiller'i takdir etmemiz lâzım. Türkiye'nin merkez sağda bütünleşmeye en fazla ihtiyacı olduğu bir dönemde, belli fedakârlıklara katlanarak Aydın Menderes, Yıldırım Akbulut, M. Ali Bayar, Tuğrul Türkeş gibi isimleri DYP'de toplama becerisini gösterdi. Bunun meyvelerini alabilmeleri için bu birlikteliğin seçime kadar değil, daha uzun vadede devam edeceğinin işaretlerini vermeleri gerekiyor. Kimseye akıl vermek gibi bir derdim yok. Ama Amerikan iş yönetim hayatına büyük katkılarda bulunmuş olan Andrew Carnegie mezar taşına şunları yazdırmış: "Burada, kendinden daha akıllı insanları etrafına toplayarak başarıya ulaşmış basit bir insan yatıyor." Yöneticiler lafla değil, samimiyetle, tabiilikle, tevazu ile lider oluyor ve takımlarının kıymetini bildikleri kadar da başarılı oluyorlar.