"Human Resources" İnsan Kaynakları ve Yönetim Dergisi'nin düzenlediği 4. Eğitimciler Zirvesi'nin ikinci gününden faydalı olacağına inandığım birkaç bilgiyi, sizlerle paylaşmayı istedim bu hafta. Çünkü gerçekten tecrübenin konuştuğu seviyeli bir toplantı idi. İlhan Özdiller: "İnsanların gönüllerini kıpırdatmadan bir yere varmak mümkün değil. Önce şirketlerde bir kültür değişimini becermek lazım." Prof. Mehmet Gürkaynak: "Önce insanların kendilerinde farkındalık sağlayıp, kendi vizyonlarını oluşturup sonra bu vizyonu şirket vizyonu ile birleştirebilirseniz başarılı olursunuz. Firmaların % 80'inde çalışanlar iki konudan yakınıyorlar. Çalışanlara değer verilip, adam yerine konmak ve güçlü bir iletişimin gerçekleştirilebilmesi." Beşir Özmen: "İş dünyası normal ve doğal olmaya doğru yöneldi. Önümüzdeki çağın düşünüşü 'İnsanların insanca yönetimi' olacaktır. Biyolojik olayları daha dikkatle inceleyip bunlardan örnek almak, yönetimde ufuk açıcı olacaktır. Değişimin yerli olmasına ya da yerlileştirilmiş olan değişim çabalarının başarılı olacağına inanıyorum. İnsanoğlunun 'ben bu değişim çabaları sonunda ne olurum ve ne alırım?' sorularına kızmadan cevap verilmelidir. Çünkü her canlı gibi insan da içgüdüsel olarak yaşamak ve soyunu sürdürmek ister. Değişim çabalarımız, ne kadar doğala yaklaşabilirsek o kadar başarılı olur." Prof. Dr. Zuhal Baltaş: "Ülkemizde eğitim faaliyetlerinde yöneticilerin desteği çok az. Şirket yönetimleri eğitimle bütünleşemiyor. O zaman eğitim de başarılı olamıyor." Prof. Dr. Acar Baltaş: "Tüm dünyada ahlâki değerler yükseliyor. Müşteri buna yöneliyor. Firmalar etik değerlere önem verdikleri ölçüde kaliteli insanları kendilerine çekebiliyorlar." İnsan kendi bulgu, duygu ve düşüncelerinin diğer insanlar tarafından da paylaşıldığını görünce güçleniyor bir ölçüde ve motive oluyor. Dördüncü Eğitimciler Zirvesi'nde bu fırsatı bizlere sunan herkese gönülden teşekkür ediyoruz. Eğitimin yöneticiler için bir görev değil misyon olduğu bir kez daha görüldü ve Türkiye'nin her alanda karar kalitesini yükseltmesi gereği bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı son günlerde. Kaliteli kararlar ancak kaliteli takımların eseri olabiliyor. Kaliteli takımlar oluşturmak ise kaliteli eğitimlerle mümkün. O zaman yazımızı, yönetici ve çalışanları ile el ele ve gönül gönüle "öğrenmeye" yönelen şirketler olabilmemiz dileğimizle noktalayalım. İyi haftalar...