Bendeniz kendimi bildim bileli Orta Doğu'da bir kavgadır sürer gider. Altmışlı yıllarda Mısır İsrail kapışmasından sonra bıktırıcı ve bayıltıcı barış görüşmelerinden gına getirmişimdir. Tarihçi ya da siyaset bilimci değilim ama bu işin uzayıp gitmesinin kimlere fayda sağladığını herkes gibi ben de az çok kestirebiliyorum. Küçücük bir İsrail görünüşte dev gibi bir bölgeye kök söktürüyor. Hele son günlerde yaptıklarını savunma gayesiyle izah etmek mümkün görünmüyor. Ama kimseyi takmadan devam ediyor... Şimdi serinkanlılıkla ve de mümkün olduğu kadar objektif bir şekilde durumu değerlendirmeye çalışalım. Yönetim bilimcilerinin son yıllarda başarı için olmazsa olmaz saydıkları "Vizyon" açısından tarafları değerlendirelim. İsrail'in mi ona karşı olduklarını söyleyen tarafın mı hedefleri daha belirgindir? İsrail'in "Nil'den Fırat"a vizyonunun karşısında diğer tarafın paylaşılan bir vizyonu var mı sizce?.. İsrailli bir kozmetik devinin kadın sahibi büyük ve dünya çapında bir dergiye verdiği beyanatta şöyle diyordu yıllar önce: "Ben hayatımda hiç kozmetik kullanmadım, kullanmayı da düşünmüyorum, bu işi İsrail devletini desteklemek için yapıyorum..." Bu ve benzeri binlerce şirket İsrail'e kaynak aktarıyor, aktarılan kaynaklar da bilimsel metotlarla değerlendiriliyor ve "Adamlar çölü adam ettiler arkadaş" dedirtiyorlar hepimize. Karşı tarafın kaynaklarının yıllarca hangi banka ve finans kuruluşlarında değerlendirildiğini bilmiyor muyuz? İsrail'de demokratik bir rejimin işlediğine itirazı olan var mı? Peki ona karşı olanların rejimlerinin demokrasiyle bir alakası var mı? Bireylerin katılmadıkları yönetim sistemlerinin başarılı oldukları görülmüş mü? Şu an da mutlakiyet rejimiyle yönetilen birçok Avrupa ülkesinde bile bireylerin katılımının yüksekliği bilinmiyor mu? İsrail'e karşı olanların aynı dine mensup olmalarına rağmen birbirlerini boğazlamaları nasıl izah edilebilir? Bu kadar objektiflik yeterli oldu mu?