En tehlikeli müşteri!

A -
A +

Bugün sevgili İsmail Kaya kardeşimizin konusuna burnumu sokacağım. Ancak sonunda mevzuyu yine ona ve ekonomik hayatın gidişatına kafa yoranlara havale edip aradan sıyrılacağım... İnsanoğlu yaratıldığından beri alışveriş yapılagelmiştir. Paranın ortaya çıkmasından önce iki yumurtaya bir elma tarzı takas yapılırken, on elmaya yarım tavuk satın almak; tavuğu ikiye bölmek anında mümkün olmadığından para denilen nesneyi ortaya çıkarmış. Sonra asude bir şekilde devam eden ve herkesin gerçekten ihtiyacı olan şeyleri satın alıp tükettiği çağlar sanayi devrimi ile gerilerde kalmış. Sanayi çağının kitlesel üretim hamlesiyle körüklediği kapitalist ekonomi düzeni tüketim toplumunu oluşturmuş. Bütün bu olan bitenin sonunda insanlık 'pazarlama faaliyetleri' yönünden çeşitli evrelerden geçerek bugünlere ulaşılmıştır. Bu macera boyunca 'müşteri' daima en gözde unsur olagelmiştir. Özellikle global dünyada müşteriye ulaşmak kolaylaştığı gibi müşterinin de istediği mal ve hizmete ulaşması; ulaşım ve haberleşme alanındaki muazzam gelişmeler sebebiyle imkân dahiline girmiştir. İşte son zamanlarda krallığını ilan eden bu 'müşteri'yi pazarlama ve satış konusuyla uğraşanlar kitaplarında seminerlerinde çeşitli şekillerde sınıflandırırlar. Mesela mağazaya gelen müşterileri sakin, aceleci, kararlı, kararsız, kibar, kaba, ölçülü, ayrıcalıklı, sıkılgan, konuşkan ve benzeri kategorilere ayırır, her birine satış yaparken nasıl davranılması gerektiği konusunda eğitimler yaparlardı. Başka bir sınıflandırmada; fiyatı ikinci plana alan güvendiği kişiyle alışveriş yapmayı yeğleyen 'Güven müşterisi', hep en düşük fiyatı hedefleyen 'Fiyat müşterisi', aldığı malda statüyü ön plana alan 'Statü müşterisi', alışverişe sosyal bir deneyim gözüyle bakan 'Eğlence müşterisi' ve şirketlerin vicdan sahibi olmalarını topluma ve çevreye saygılı olmalarını bekleyen 'Mütefekkir müşteri' sınıfları sayılırdı. İşte bu son sınıflandırmaya yeni bir sınıfın daha eklenmesi gerektiğini geçenlerde forward edilen Doç. Dr. Erol Erçağ'ın bir yazısından sonra düşündüm. 'Amerikanın son alışveriş trendi: Alışveriş Yapmamak' isimli yazıda krizlerden sonra israfın zirvesinde dolaşan Amerikan toplumunda gereksiz hiçbir şeyi satın almamak ve fazlalık olan her eşyayı dağıtıp hayatı sadeleştirmek şeklindeki düşünüş tarzının yaygınlaştığı, hatta 'Çok gerekli 100 (yazıyla yüz) eşyanın haricindekilerden kurtulmak' adıyla bir davetin internette hızla yayıldığını bütün bunlardan artan parayı spor ve seyahat gibi faaliyetlere ayırdıkları söyleniyor. Bu düşünce tarzı yaygınlaşırsa ne olur dünyanın hali; işte burada mevzuyu meraklısına bırakıyorum. Bu müşteri tipine ne mi diyelim? Onu da siz düşünüverin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.