Et tekrar-ü ahsen velev kâne yüzseksen

Çenebaz olmak her zaman değil ama bazen işe yarıyor. Televizyonda görevliyken bir gün Hindistan büyük elçisi ziyarete gelmişti. Sağdan soldan muhabbet edilir bu tür 'diplomat'larla malum. En önemli sohbet açıcı 'Bizim memlekete gitmiş miydiniz?' sorusu olur. Bu soruya muhatap olunca (yıl 1994) on yıl önce gitmiş olduğumu söylemiştim. 'Neler kaldı o günlerden aklınızda?' sorusuna 'Çok büyük kalabalıklar, çeşitli ırklardan, renklerden, dinlerden insanlar, sokaklarda yatan milyonlar, belediye çöp arabalarıyla toplanan ölüler, bütün bu karmaşa ve kargaşaya rağmen hiç kavga etmeyen, demokrasiyle yönetilen ve belki de bu sebeple o muazzam fakirliğe rağmen yüzleri gülen sakin, kibar, mazlum yüzler, haa! bir de memleketin her yerini sarmış yüz binlerce belki de milyonlarca Ambassador marka İngiliz zamanından kalma kalıp ve teknolojiyle üretilmiş otomobiller' diye sayarken Büyükelçi söze girdi 'Evet o saydıklarınızın hepsi şimdi de var, çöpe atılan ölüler oldukça azaldı ama o ingilizden kalma arabalardan nostalji olarak bazıların resmi araç olarak kullanıyoruz diğerlerini sokaklarda göremezsiniz, şimdi yollarımızda çok çeşitli yerli ve yabancı otomobiller dolaşıyor ama demokrasimiz gün geçtikce serpiliyor gelişiyor'. 'Demokrasi konusunu takip ediyorum ama o kadar arabayı beş altı yılda nasıl yenilediniz' diye hayretimi ifade ettiğimde, 'Resmi davetlimiz olarak misafirimiz olun ve Hindistan'daki değişimi görün arzu ederseniz' dedi ve bendeniz 1994 ya da 95'de Hindistan'da Delhi merkez olmak üzere kuzey güney ve batıya doğru karadan beşbin kilometre süren otomobil seyahati yaptım. Gerçekten sokaklarda yatanlar azalmıştı, ve gerçekten o eski külüstür İngiliz otomobilleri yok olmuştu, ama bizim hâlâ beceremediğimiz çok çeşitli renk ırk ve din ve kültürlerden oluşan muazzam kalabalıklara rağmen 'Hindistan demokrasiyi içine sindirme yolunda dev adımlarla ilerlemekteydi'. Şimdi de bu gayretlerinin semeresini toplamaya devam ediyor. Yanı başında kargaşayla boğuşan Pakistan, İran, Afganistan'a nazire yaparcasına. Bize de uzaktan göz kırpıyordur ne dersiniz. Ben bu Hindistan maceramı bir kere daha anlatmış mıydım? Neyse birkaç kişi daha okur da Anayasamız'da çok veciz bir şekilde yer alan 'demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti' olma gayretlerimize katkımız olur belki.