Bir toplumu alıcı gözüyle müşahede ederseniz -hadi gözlemlerseniz de diyelim- o toplumun ulaştığı sonuçların sebeplerini de görme imkânınız oluyor. Şimdi gerçekten etrafımıza şöyle bir bakalım. Gençler nelerle meşguller mesela, neler konuşuyorlar. Cep telefonu marka modelleri yeni çıkan beyin yakıcı bilgiyasar oyunları, binlerce sayfa tutan hiçbir zihinsel katkısı olmayan uyduruk, yüzükler, potterlerin kitapları, bitmez tükenmez futbol takım ve oyun muhabbetleri, bütün bunlar bu köşenin terbiye çerçevesi içindeki gözlenen ve söylenenler, bunun dışında en hafifi 'kafa bulma'yla ilgili madde alım satımının alenileşmesinden tutunuz ağıza alınmaz bir sürü başka işler, uğraşlar, dalaşlar. Hanımlara fazla dokunmamaya çalışacağım, çünkü onlar gerçekten bu toplumun maddi ve mânevi yükünü hem de hiç sızlanmadan çekiyorlar. Ancak onların da muhabbetlerinin dedikoduya meyilli olduğu söylenebilir en azından. Zaten televizyonda en fazla kadın ve aile dramları üzerine kurulmuş "modern gıybet" programlarına çok alaka gösterdikleri görünüyor. Hanımlardan genel kültür geliştirme açısından kitap okuyanlara ne sıklıkta rastlıyoruz? Gelelim erkek milletine, yani evli barklı çoluklu çocuklu, hatta torunlu tombalaklı erkeklerden kaç tane gördünüz elinde kitap bir şeyler okuyanını, parkta otobüste metroda, durakta, kahvede, "Cafe"de. Bu koca adamların gündemlerinde futbol ne kadar yer tutuyor, memleketin diğer problemleri ne kadar? Biraz daha ileri gidelim, meslek erbabı, hatta üniversite mensubu yakınlarınız eşiniz dostunuz vardır mutlaka, onların gündemlerinde ne var? Kaç yeni buluş yapmışlar son bir yılda mesela? Hadi biraz uzaktan bakalım ülkeye. İnsanlar toplumsal uzlaşma konusunda bir gayret gösteriyorlar mı? Yoksa koca koca adamlar sloganlar atmaya devam mı ediyorlar? Sloganlar atarak birbirini kötüleyerek bir yere varamadığımızın ve de varamayacağımızın idrakinde kaç kişi var ortalıkta? Televizyonların izlenme oranlarına bir bakın; bilimsel, belgesel, entelektüel kaç program var ilk yüz sırada. "Kaset ne zaman çıkıyor, klip de çekiyor musunuz, kimleri oynattın klibinde?" cıvıklığından başka ve de kulak tırmalayan gürültü patırtılı programlar milletçe en fazla prim verdiğimiz programlar değil mi? Gaz kesmeden!.. Lütfen çok sıkı bir gözlem daha yapın, etrafınızda ilmî bir konunun ağız tadıyla ele alındığı bir sohbet ortamına rastladınız mı hiç? Bütün bunlara rağmen bu ülke hâlâ ayakta ve hayatta ise bunu "fizik"le değil ancak "metafizik"le açıklayabilirsiniz. Bunu söylediğiniz zaman sizi saygıyla karşılayacak muhatap bulabilirseniz. Avrupa sloganlarla yönetmenin boş laf olduğunu bir asır önce idrak etmiş ve toplumsal barışın temellerini atmış. Bu duruma "fransız" kalan birkaç Fransız dışında kavga gürültü yapan birileri fazla yok. Avrupalı olma yolundaki gayretlere hız vermemiz lazım, gaz kesmeden!..