Fil gibi..

Eski zamanlarda çok büyük cüsseli hayvanların yaşadıklarını artık kesin olarak biliyoruz. Geçen gün gazetemizde de resmi çıktı bir fosilin. On metre yüksekliğinde, belki de 30-40 metre uzunluğunda bir hayvanın kalıntısı bulunmuş Pakistan'da. Demek ki zaman içinde çok iri cüsseli ve hantal hayvan cinsleri yok olmuşlar. Şimdi kara hayvanlarından en iri cüsseli olanı fil. Belgesellerde, Uzakdoğu'da sirklerde filleri seyrettiğimizde filin iki özelliği hemen göze çarpıyor; bunlar iri cüsselerinden beklenmeyecek derecede çevik ve yine kalıbından beklenmeyecek kadar zeki hayvanlar. Bunun böyle olduğunu İzmir Fuarı'nda geçirdiğim beş yıl boyunca sevimli fil Pak-Bahadır'la olan görüşmelerimde bizzat müşahede etmişimdir. Pak-Bahadır ayrıca bana fillerin ne kadar temkinli olduklarını, her attıkları adıma dikkat ettiklerini de öğretmişti. Sonunda evlendi, umarım şimdi daha mutludur. İşte cüsse büyük olunca etrafta olan bitenlerden haberdar olmak da biraz güçleşiyor olsa gerek. Bu yüzden çevik ve zeki olmayan hayvanlar ortalıktan kaybolmuşlar. Etrafındaki değişimi tam olarak algılayamayan canlılar hayatlarını devam ettiremiyorlar. Şirketlerin de canlı hükmünde sayılabileceğini çok kişiden duymuşuzdur. O zaman şirketlerin son 40-50 yıldır yaşadıkları macerayı şöyle bir hatırlarsak; onların birçoklarının da sanayileşme ile birlikte nasıl iri cüsseli hale geldiklerini, sonra 10-15 yıldır içinde bulundukları çevre şartlarının hızla değişmesi karşısında nasıl bocaladıklarını, bir çoğunun yeterince çevik, zeki ve bir o kadar da temkinli davranamadıkları için sıkıntıya düştüklerini, hatta piyasadan kaybolduklarını yaşadık, gördük. İşte bu değişim ve onu yönetme konusu bunun için hâlâ "İş Dünyamız"ın gündemini işgal etmeye devam ediyor. Konu ilginizi çekti ise Salı akşamı 23:30'da konunun gerçekten uzmanı iki değerli düşünürle TGRT ekranında bilgi paylaşmaya çalışacağız. Bekleriz. İyi haftalar ve yıllar efendim.