Bugün ne yazayım? Öyle bir şeyler yazmalıyım ki, iş ve yönetim dünyasıyla alakalı olsun, güncel olsun, faydalı olsun, aynı zamanda ilgi çekici olsun... Tamam da bugün hiç havamda değilim. Memleketin gündeminde yer alan konuların, problemlerin, kavgaların aslında incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler olduğunu düşününce, insanın okunacak bir şeyler yazma iştahı kapanıyor. Aslında insanoğlunu maddi ve manevi yönden perişan eden materyalist (komünist ve kapitalist) sistemlerin insanlara mutluluk getirmediğinin anlaşılmaya başlandığı bu dönemde dünya kültürüne katabileceğimiz ne güzel bilgilere ve uygulanmış ve başarılı olmuş metotlara sahibiz. Ama yıllardır çekişmekten, didişmekten benliğimizi yitirmiş, dünyanın önemsenmeyen ülkeleri içinde yer almış kalmışız. Halbuki, mesela bir tek kültür ögemizi "Komşusu açken, tok yatan bizden değildir" güzel prensibini uyguladığımızı düşünün. Ve bunu sadece mahalle komşumuza değil dünyadaki bütün insanları komşu kabul edip genişlettiğimizi düşünün. Ama bundan önce bu insanların farkında olmamız lâzım. Bunun için kafamızı gömdüğümüz, bencillik, umursamazlık, nemelazımcılık girdaplarından kendimizi kurtarmamız lâzım. Organize olmamız, harekete geçmemiz, gayret etmemiz, bu konuda harekete geçmiş kuruluşlara sahip çıkmamız, destek olmamız lâzım. Ama maalesef böyle olmuyor. Alın size güncel bir örnek. Gazetede yönetici olarak görev yaptığım yıllarda kurucularıyla oturup uzun uzun sohbet etme imkânı bulduğum bir derneğin, hadi ismini de zikredeyim. Deniz Feneri Derneği'nin yaptığı bütün iyi işleri bir kenara ittik. Her örgütte olması mümkün olan birkaç uygunsuz kişinin, mahkemece subut bulmuş ve cezalandırılmış eylemlerini ayyuka çıkardık. Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının, ta Belediye Başkanlığı döneminden beri sürdürdükleri "insani yardım" faaliyetlerini hep siyasî yatırım olarak niteledik. Seçtiğimiz Başbakanı "Devlet babanın üvey evladı" gibi gördük... Amma da dolmuşum değil mi?.. Bu satırları okuyanlar arasında yine yalakalık yapmış diyenlere aldırmayın. Gönlünüzün sesine kulak verin.