Hindistan denilen koca ülkeyi 1987 ve 2004 yıllarında iki defa ziyaret ettim. Her iki ziyaretim de resmî davetli olarak gerçekleşti. Ancak bendeniz her iki ziyarette de bu ülkeyi ve insanlarını yakından tanıyabilmek üzere uçak yolculuğu tekliflerini geri çevirip kara yolunu tercih ettim. Özellikle son ziyaretimde üç büyük eyalette yaklaşık beş bin kilometre yol aldım. Böylece Hindistan insanlarıyla mümkün olduğu kadar yakın temas sağlamaya çalıştım. Son seyahatimde ilkine nazaran çok büyük değişim ve gelişimleri bizzat görme imkânı bulmuştum. O yıllardan beri Hindistan'la ilgim Hindistan Büyükelçiliğinin adresimi listelerinden çıkarmayıp gönderme lütfunda bulundukları dergilerle sürmektedir. Gerek seyahatlerim esnasında bizzat müşahede ettiğim, gerekse yıllardır devamlı aldığım dergilerde gördüğüm en önemli husus 'insanların yüzlerindeki hüzünlü ama mütebessim ifade' olmuştur. Sosyoloji ve psikoloji âlimi değilim. Ancak Hint insanının ferahlık verici bu beden dilinin Hindistan'da mevcut olan 'Barış ve Demokrasi'ye dayalı siyasî rejimin göstergesi olduğunu hissetmişimdir. Çünkü orada hâlâ etkisini sürdüren katı kast sistemine rağmen anayasanın teminatı altında olan 'Düşünce, İnanç ve Teşebbüs Hürriyeti'nin var olduğunu gördüm ve biliyorum. Orada daha çoğunu otomobille geri kalanını trenle yaptığım bir hafta süren yolculuk boyunca kavga eden iki kişiye rastlamadım. Televizyonlarda kaba bir üslupla kavga eden politikacılar görmedim... İşte bunun için diyorum ki, yeni anayasamızı hazırlarken her ırka, her renge, her inanış tarzına, her giyim kuşam geleneğine samimiyetle saygı gösteren 'Hindistan Tecrübesi'nden de faydalanmalıyız. Ancak Hindistan'da başbakan şu anda bir 'Sih', bazen cumhurbaşkanı bir Müslüman ya da Hindu veya Sih olabiliyor. Bize bu kadarı fazla gelir diyorsanız, hiç olmazsa asgari müştereklerimizi belirlerken daha toleranslı olmak için Hindistan Anayasası'na bir göz atmakta fayda var derim. Böylece Sayın Cemil Çiçek'in 'Herkes önceden fikrini belirtsin!' tavsiyesini de yerine getirmiş oldum. Güler yüzlülük ve kibarlık katsayımızın artması dileğiyle.