Bizim takım perşembe akşamları neşeyle bir araya gelir, televizyondaki "İş Dünyamız" programının konuklarıyla gerçekten hoşça vakit geçirir ve bu arada birçok şey öğrenir, tecrübe paylaşırız... Geçen perşembe iş dünyamız için de önemli idi. Çünkü "Parti kapatma" davası sonuçlanmıştı. Bunun piyasalara etkisi tartışılıyordu. Bu arada ben Ali'ye takıldım. "Ali, ben pek çıkamıyorum, piyasada ne var ne yok?" Ali "Abi babamdan duyduklarım belki işinize yarar" dedi ve ekledi: "Abiciğim, babamız malum kombi, şofben, radyatör satar ve de dairelerin ısıtma sistemlerinin müteahhitliğini yapar. Dün akşam evde beraberdik. Üç dört aydır üç adet kombi satmış. Hiçbir iş alamamış. Kapatma davasında karar açıklandıktan sonraki iki buçuk saat içinde 15 kombi satmış, beş dairenin taahhüdünü almış, dükkan üç saat müşteriyle dolmuş taşmış..." Bizim Ali, bilgisayar mühendisi ve de şu anda Edirne'de yüksek lisansa devam ediyor. Yanisi hafife alınacak bir adam değil. Ama bendeniz rakamları abartılı bulduğum için biraz önce yazıya başlamadan (Yani cuma günü saat 11:40'ta baba Mehmet Ağabeyi aradım. Hal hatırdan sonra "Nasıl işler Mehmet Abi, bir kıpırdanma var mı?" diye sordum. Aldığım cevap "Karar açıklandıktan sonraki üç saat içinde 15 kombi sattık, beş dairenin taahhüdünü aldık, bugün de sabahtan bu ana kadar 25 kombi sattık, 7 dairenin kalorifer tesisat işini bağladık. Telefonuna cevap veremedim, çünkü keşif için çıkmıştım, telefon arabadaydı. Kusura bakma..." (Böyle çapraz bir kontrol yaptığım için Ali'den özür diliyorum.) Ama görüyorsunuz Başkan Sayın Haşim Kılıç "Biz de bu ülkede yaşıyoruz, bu ülkenin insanlarıyız, vereceğimiz kararın nelere sebep olacağının bilincindeyiz" derken ne kadar haklı imiş... O zaman lütfen hepimiz adam gibi oturup ülkenin gerçek anlamda "Laik, demokratik bir hukuk devleti"ne sahip olması için Anayasa Mahkememizin verdiği krediyi en iyi şekilde değerlendirmenin yollarına kafa yoralım. Hadi geçmiş olsun...