Halamızın hatırı var!

A -
A +

Oniki Eylül'ün bizim eve yansımasını anlatayım önce, sonra ben de kafama göre bir yorum yapayım bugün. Böylece güncel yazarlardan geri kalmayayım... Yıllar boyu her ağustos ayında bir gün bizim evde Kenan Paşa muhabbeti olurdu. İşte Kenan Paşa Tüm. olmuş, Kor. olmuş, Or. olmuş, Ege Ordu Komutanı olmuş, Genelkurmay Başkanı olmuş vesaire... Bir gün gelmiş darbe olmuş Kenan Paşa Devlet Başkanı olmuş... O zaman bendeniz Üniversite de asistanım. Rahmetli babama; "Baba iş ciddiye bindi, bugüne kadar kulak arkası ettim ama Kenan Paşa Cumhurbaşkanı oldu. Bizim neyimiz olur?" diye sordum. Rahmetli; "Oğlum Kenan Paşanın kayınpederi ile senin babaannen kardeş çocuğu olurlar" diye benim hiçbir zaman akıl erdiremediğim akrabalık ilişkileri çerçevesinde durumu güya izah etti... Ben de; "Baba ben anlamadım durumu ama bugüne kadar karşılaşmadık, hani olur da karşılaşırsak kendisine amca mı dayı mı ne diyeceğiz?" diye sorunca; "Oğlum Kenan Paşa bizim eniştemiz olur" deyip mevzuyu kesti... Kendisiyle okul arkadaşlığı olan amcam ve babam görüşürlerdi. Hatta büyük amcamın en küçük oğlu askere giderken kendisine söylendiğini duymuştuk, bizim amca oğlu Hozat Jandarma'da bulmuştu kendini... Bendeniz kendisiyle İzmir Fuar Müdürü iken iki defa resmî çerçevede görüştüm. Başka hiçbir temasım olmamıştır. Çünkü rahmetli babam, bu tür ilişkilerin kullanılması konusunda çok titiz biri idi... Şimdi gelelim bendenizin 12 Eylül darbesi ile ilgili yorumuma: Eğer bizim enişte o darbeyi yapmasaydı, Rahmetli Özal bu darbe ortamında aradan sıyrılıp ANAP'ı kurmasaydı ve o engin sabrı ve bilgisi ile Türkiye'de taşları yerinden oynatmasaydı, memleket bugünleri görebilir miydi? "Canım, bundan daha iyimser bir yorum olamazdı!" demeyiniz lütfen. Rahmetli Sekine halamızın o kadarcık da hatırı olmasın mı?..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.