Hayat bir hayal, bir oyundur!

A -
A +

Neeerde bizim çocukluğumuzdaki tatlar, zevkler, oyunlar?.. İthal oyuncak bir tarafa; cam bilye bile hayaldi bizim için, kilden yapılmış ve de bulunabilen boyayla rastgele boyanmış Alaşehir ağzıyla "mumule" dediğimiz ve de ismi, "kilden mamul" anlamından yozlaştırılmış küreye benzer minik bilyeler bile lükstü... Ama bizim mahallenin şansı vardı. Babam rahmetli bütün mahallenin çocuklarına odunluğa atılan tahta parçalarından bir şeyler yapıverirdi. Bir tekerlek mesela, ya da bir kılıç, tabanca veya tüfeğe benzer bir tahta parçası. Aman yarabbi, ne oyunlar üretir, ne koşturur ne terlerdik. Oyunların kaidelerini de beraber kararlaştırırdık. Bu oyunlarda daha ziyade erkekler rol alırdı. Kızlar evde bez bebekle evcilik oynarlardı. Nadirattan olarak bazen biz erkekler onların evcilik oyununa; onlar da -hemşire rolüyle- bizim harp oyunlarımıza katılırlardı... Bazen onbeş yirmi kişiye kadar kalabalıklaşan oyun grubunda, çeşitli özelliklere sahip alt gruplar vardı. Büyük çoğunluk esnaf ve çiftçi ya da Alaşehir yöresinin "bağcı çocukları" idi. Bunlar uyumlu olurlardı. Pek fazla oyunbozanlık etmezler, kurallara pek fazla aldırış etmezler, kuralların oyunun zevkini kaçırmasından hoşlanmazlardı. İkinci büyük grup, babadan dededen ya da nereden geldiyse gelmiş olan büyük arazi ve servetlere sahip "ağa çocukları" idi. En küçük kargaşada mızıkçılık eder, çıngar çıkarır, oyunun kurallarını kendilerine göre yorumlar, gerekirse zenginliğin verdiği tahakküm yetkisi vehmiyle oyun esnasında kural değiştirmeye bile kalkarlardı. En büyük kavga da burada çıkardı. En yaygaracı grup bunlardı, olur olmaz bağırır çağırırlardı. Bir de gurbetçi "memur çocukları" bir grup oluştururdu. Bunlar memleketin ne de olsa yabancısı oldukları için etliye sütlüye fazla karışmazlardı, ama kavga, içinden çıkılmaz hâle gelince bunların hakemliği çoğu zaman ortalığı yatıştırırdı. Bilhassa gençliğe doğru adım atarken hepimizi esir alan -bir İngiliz buluşu olan- futbol oyunlarında bu grupların halleri görülmeye değerdi. Ama oyun bitince herkes yine de sarmaş dolaş, olan biteni dostça yorumlayarak ve mutluluğu hep beraber yudumlayarak evin yolunu tutardı. Yaa! Bizim çocukluğumuz, oyunlarımız, eğlencelerimiz bir başkaydı. Peki şimdi bizim nesil, memlekette bir hayal olduğu herkesçe kabul edilen "hayat oyunu"nu oynamaktayız. Sizce oyun sonunda sarmaş dolaş eve gidemediğimiz dışındaki roller ve davranışlarda pek fazla fark var mı? Sosyojide "modelleme" iyi bir yöntemdir!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.