"Her akılla bi omaz!"

A -
A +

Sosyoloji ilmi çok ilgimi çekmiştir. Ancak bu konuda kendimi maalesef yeterince geliştiremedim. Ancak lise yıllarında okuduğumuz sosyoloji derslerinden aklımda kalan bir cümlecik var ki sosyolojik tahlillerde her zaman işime yaramıştır. Sosyolojinin öncülerinden Durkheim şöyle demekteydi o lise sosyoloji kitabında: "Toplumlar mum değildir, onlara istediğiniz şekli kolayca veremezsiniz!" Yani zorla şekil vermeye çalışırsanız kırar dökersiniz. Kırılan bir eşyayı eski haline getirmek ise âdeta mümkün değildir. İnsanlık tarihi bu önemli tespiti haklı çıkaran yüzlerce örnekle doludur. Zorlamayla belli kalıplara sokulmaya çalışılan toplumlar asla başarılı ve mutlu olamamışlardır. Bunun yakın tarihteki en çarpıcı örnekleri, Hitler Almanya'sı, Mussolini İtalya'sı, Sovyetler Birliği Rusya'sıdır. Bizim memlekette de son yüz elli yılın fotoğrafı benzer hatlara sahiptir. Kendimizi hâlâ bu kalıpçı zihniyetten tam kurtarabilmiş değiliz. Zira bu anlayış sistemimizin bütün organlarına sinmiş durumdadır. Bu paradigmadan kurtulmamız kolay olmayacaktır. Ama son yıllarda ümit verici gelişmeler olmaktadır. Şimdi son günlerin iş dünyamızı da yakından ilgilendiren 'eğitim sistemi ile ilgili tartışmaları' yukarıdaki ölçüye göre değerlendirelim. Eğitim faaliyeti toplumun ve özellikle iş hayatının ihtiyaçlarını karşılayacak insan kaynağını yetiştirmek için?yapılmalıdır?değil mi? O halde mesela esnafın; berberlerin,?oto?tamircilerinin,?marangozların, terzilerin, kuaförlerin çırak ihtiyacını hiç düşünüyor muyuz? Malum çıraklık ilkokul bittikten sonra hatta ondan önceleri tatillerde devam edilerek yapılırsa o meslekte yetişmek?mümkün?olur. Siz bütün çocukları on sekiz yaşına kadar okullarda öğütürseniz (yanlış okumadınız biz çocuklarımızı eğitmiyoruz, onları kalıplara sokup, düşünme ve tefekkür etme yeteneklerini körelttikten sonra piyasaya salıyoruz) bu tür toplumun ihtiyacı olan meslek erbabını nasıl yetiştireceksiniz. Bir baba oğlunu berber, iyi bir çoban, iyi bir aşçı, iyi bir süt sağıcı, kızını butik çalışan bir terzi ya da kuaför olarak yetiştirmek istiyorsa bu insana kanunla yasak koymak sosyolojinin ve de insan haklarının hangi kaidesine uyar. Bizim Alaşehir'in meşhur sözüdür malum: 'Her akılla bi osa, deveyi yeden goyunu güden bulunu mu?' Son günlerdeki düzenlemeler topluma sıkıntı verecek gibi görünüyor. Hayırlısı diyelim!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.