Patnos'ta yetmişli yıllarda yedek subay olarak görev yaparken dört bin dört yüz küsur metre yüksekliğindeki Süphan Dağına sabah başlayıp akşama geri dönmek üzere tırmanmıştık. Laf aramızda insan yaşlandıkça böyle hatıraları daha bir zevkle anlatıyor. İki bin metrelere kadar araçla gitmiş sonra yola rehber eşliğinde devam etmiştik. Zirveye doğru yol aldıkça azalan oksijen ve basınç dolayısıyla insanın yorgunluğu gittikçe daha fazla artıyor. Hele zirveye yaklaştıkça tırmanmak âdeta imkânsız hale geliyor. Yedi kişilik ekipten bir kişiyi geri dönerken almak üzere bıraktık. Zirveye yaklaştıkça her türlü kaynağınızı -enerjinizi, yiyeceğinizi, suyunuzu- daha akıllıca ve hesaplı kullanmak zorundasınız. Bu zorunluluğu size kimsenin hatırlatmasına da gerek olmuyor. Çünkü insan bulunduğu şartları öylesine idrak ediyor ki, her bir kalori enerjiyi bile lüzumsuz harcamamayı yaşayarak öğreniyorsunuz. İşte iş hayatında da aynen böyle oluyor. Özellikle bizim gibi iş ve ticaret hayatının bakir olduğu ülkelerde önceleri şirketler yüksek kâr marjları sebebiyle kaynak kullanımında verimliliğe gereken önemi vermeyebiliyorlar. Aynen Türkiye'de yaşandığı gibi; kalın gümrük duvarlarıyla ve abartılı teşviklerle koruma altına alınmış olan şirketler rekabet dağına tırmanmaya başladıkları andan itibaren nefeslerinin kesilmeye başladığını hissediyorlar. Eğer bu andan itibaren gerekli tedbirleri almaz, bize bir şey olmaz anlayışı ile devam ederlerse tırmanamıyor yarı yolda kalıyorlar. "Gerekli tedbirler" yuvarlak tabiriyle ahkâm kesmek kolay, bu konuda birkaç bir şeyler söyle diyenler için şu anda bütün benliğimle hissettiğimi söyleyeyim: "Bina, makine, para, teknoloji konusunda gösterdiğiniz hassasiyeti lütfen 'Çalışma Arkadaşlarınız' için de gösterin. Onlara elinizden geldiğince maddi destek sağlayın. Ama en önemlisi şirketinizin diğer kaynaklarını verimli kullanmalarını sağlamak için onları; hem teknik konularda hem de şiddetlenen rekabet karşısında dayanıklı bir şirket kültürü oluşturmak için eğitin..." ..... Siyasete bulaşmamam ve herkesin kendi işine bakması konusunda ikaz eden okuyucularıma teşekkür ederim. Ama bazen dayanamıyor insan, hoş görün.