Hiç olmazsa!

A -
A +

Yetmişli yıllarda Ziraat Fakültesi Ziraat Ekonomisi ve İşletmeciliği Bölümü'nde asistan iken bir arkadaş iki yıllığına Fransa'ya gitmek üzere hazırlanıyordu. Her şey tamamdı. Ama arkadaşın verdiği dersi verecek bir gönüllü çıkmamıştı. Ders çok önemli ve hocasına hava veren! bir ders değildi. Çünkü o zamanlar, iktisat, ekonometri, planlama ve benzeri dersler gözde idi. İlgi çekmeyen ders ise 'Yönetim' idi. Neyse bendeniz sınıf arkadaşı ve de samimi iki dost olmamız hasebiyle dersi vermeyi kabul etmiştim. O zamanlar belki İstanbul Üniversitelerinde bu konu ile ilgili kitaplar var idi, ama bizim kürsü kütüphanesinde birkaç kitap ve bizden önce yurt dışına gitmiş arkadaşların kütüphaneye hediye ettikleri birkaç İngilizce dergiden başka kaynak bulamamıştım. Prof. Dr. Kemal Tosun Beyin kocaman ve de 'vak'a etüdleri' (case study)lerle dolu kitabı imdadıma yetişmişti. Bu kitaptan teorik ve pratik okuyup hazmedebildiklerimle o dersi vermeye çalışmıştım. 'Marifet iltifata tâbidir' sözü burada da hükmünü icra etmekteydi. O zamanlar yönetim bilgisine sadece devlet eliyle kurulmuş büyük şirketlerde ihtiyaç duyuluyordu. Özel sektör henüz esnaflık seviyesinden yukarı çıkmamıştı. Aslında bu esnaf şirketlerinin ihtiyaç duydukları yönetim bilgisi de Anadolu'nun bağrında asırlar boyu şekillenen 'Ahilik Kültürü' ile beslenmekteydi. Son yüzyılda ihtilaller ve darbelerle boğazı sıkılırcasına yaşamak zorunda kalan milletimiz Rahmetli Turgut Özal'ın 'Orta Direk' diyerek yüceltmeye çalıştığı bu çilekeş esnafın gayretleri ve alınteri ile ekonomisine can suyu verebilmiştir... Şimdi özel sektörümüz sadece İstanbul'dakiler değil bütün Anadolu'dakilerle büyük bir atılımın içine girmiş durumdadırlar. Küreselleşen dünya ekonomisinin acımasız rekabet şartlarıyla baş edebilmek için artık 'Yönetim'i 'Bilgi' ile yapmak zorundadırlar. Bu konuda kafa yoranlar için binlerce kitap, dergi, makale ellerinin altındadır. Birkaç bin lira harcayıp modern yönetimi bütün yönleriyle kavrayabilecekleri 'Türkçe' kitaplarla bir 'Yönetim Kitapları Köşesi' kurabilirler. Oturur, okurlar, sorgularlar, çalışanlarıyla tartışırlar kendileri için en uygun yönetim tarzını bulurlar. Çoğunluğun 'Nerde o kadar vakit?' dediğini hemen duyarsınız. O zaman bu bilgiyi sizin için 'komprime' (hap) haline getirenleri bulmanız gerekir. Ama bu daha pahalıya gelir. Buna da lüzum yok diyenler için hiç olmazsa 'Yönetirken kalbinizin sesine kulak verin!' diyelim ve bu konuyu bugünlük tatlıya bağlayalım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.