Ne alakası var idiyse Ziraat Fakültesinde bize de Genel Ekonomi dersi vardı. Hani şu daha ilk derslerde "İnsan ihtiyaçları sonsuzdur, tatmin edildikçe azar ve şiddetlenir, iktisat ilminin konusu da işte bu bitmez tükenmez ihtiyaçları karşılamak için kıt olan kaynakları optimum tarzda tahsis etmektir..." diye anlatılan meşhur ders. Devamında da sanki ekonomi bütün boyutlarıyla tahtalara çizilen (aslında çizen ve anlatanların bile tam olarak anladıkları bazen su götüren) karmaşık grafiklerle tam olarak izah edilebilirmiş gibi kafalara nakşedilen bir iktisat anlayışı. Çok çok özet olarak çizdiğim bu tablonun tamamlayıcısı da insanı tamamen kendi menfaatini, çıkarlarını düşünen, "önce ben sonra yine ben" diyen "Homo economicus" modeli... Newton ve çağdaşlarının öncülüğünü yaptıkları "maddeci düşünce"nin ekonomi bilimine yansıması Batı insanını bu modeli benimsemeye ve bu anlayışa uygun davranmaya sevk etmişti. Bu anlayışın Batı dünyasında korkunç yansımaları oldu haliyle. Tarımdan ve köyden; şehirlere doğru yaşanan göç dalgalarıyla büyük şehirlerin etrafına toplanan insan yığınlarının yukarıda özetlemeye çalıştığım "bencil insan modeli"nin zulme varan muameleleri sebebiyle düştükleri perişan durum herkesin malumu. O devri anlatan birçok klasik roman hâlâ en çok okunanlardan olmayı sürdürüyor. Batıda bütün bunlar olup biterken bizim coğrafyamızda "sadaka taşı kültürü" olarak özetlenebilecek muhteşem bir medeniyetin son demleri yaşanmaktaydı. Hani fakirin gönlü incinmesin diye sadakaların yüksekçe bir taş sütunun üzerine bırakıldığı, ihtiyacı olan fakirlerin de ihtiyaç duydukları kadarını gece kimseye görünmeden aldıkları bir muazzam insanlık seviyesi. Ya da "işçinin ücretinin teri kurumadan ödenmesi" titizliğinin ölçü olduğu zamanlar... Sonra Batının sistemli saldırılarıyla bizde "Homo economicus"lar olmaya doğru savrulduk. Hatta bazen bunun daha da ötesine geçen ve her şeyi kendinde toplamaya çalışan insanî(!) modeller ürettik. İşte ben bunlara diyorum "Homo egosantricus" diye. Eh bu kadar katkımız olsun literatüre değil mi canım?..