Hoş geldiniz!

A -
A +

Avrupa Birliğine doğru en önemli adımlardan birini attık. Bu konuda emeği geçenlerin hepsine teşekkür ediyorum. Hatta ülkeye son yüzyılın en büyük ekonomik krizini yaşatan bundan önceki hükümete bile teşekkür ediyorum. Çünkü onlar da siyasi intihar sayılabilecek ekonomik paket uygulamalarını ve bazı hukuki düzenlemeleri başlattılar ve cesaretle uyguladılar. Bu arada AB yolculuğunu gerçekten yeniden başlatan ve bunun 'Uzun ince bir yol' olduğunu söyleyen Turgut Özal'a teşekkür ediyorum ve onu rahmetle anıyorum. Ama esas bir bakıma inanılmazı gerçekleştiren, Avrupalı liderleri gerçekten şaşırtan bir performans göstererek; Türkiye'yi çok kısa bir sürede bileğinin hakkıyla müzakere tarihi alabilecek olgunluğa ulaştıran AK Parti hükümetine ve bu konuda büyük katkılar sağlayan bütün bürokratlarımıza teşekkür ediyorum. Ama bu arada yıllar önce samimiyetle yola çıkıp lider ve takım olmanın çok güzel bir örneğini yönetim kültürümüze kazandıran Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını ve özellikle Sayın Abdullah Gül'ü gönülden tebrik ediyorum. Bu arada iyi bir gazeteci olmadığımı itiraf anlamına gelecek bir hususu arz edeceğim. Hafta sonu yirmi yıla yakın bir süredir özellikle Belediye ve Kamu Yönetici ve Çalışanları için eğitim programları gerçekleştiren TEBİAT ve Akdeniz Belediyeler Birliği'nin müştereken düzenledikleri bir seminer çalışması için Afyon'daydık. Dönüş malum Kütahya üzerinden oluyor. İşte Afyon'dan Kütahya istikametine doğru Özdilek tesislerinden yaklaşık üç kilometre sonra bir üst geçit inşa ediliyor. Karayolları trafiği uzun aylar boyunca aksatmadan yolu yapabilmek için önce köprüyü inşa etmiş. Köprünün bir tarafında yol inşa edilmiş, öbür ucu dağa dayanmış. Şimdi bu dağa ya bir tünel açılacak, ya da bir şekilde bu yol yapılacak. Türkiye'nin AB macerasını bundan daha güzel anlatabilecek bir resim zor bulunurdu. Cep telefonuyla resimledim ama size uzun uzun anlatmak zorunda kaldım. Müzakere tarihi almak, dağa dayanmış köprüyü inşa etmekti. Türkiye bunu kısa sürede becerdi. Ancak şimdi dağı deleceğiz. Üstelik dağı delerken nelerle karşılaşacağımız belli değil. Sayın Başbakanın ilk basın toplantısında belirttiği gibi bunu ancak milletçe el ele, omuz omuza, gönül gönüle vererek başarabiliriz. Çünkü çağ popülist, çenebaz, karizmasından fedakârlık edemediği için değişim yeteneği körelmiş siyasetçilerin değil; samimi, vizyon sahibi, takım çalışmasına yatkın, insanlığı kucaklayacak mangal gibi yüreğe, bilgi ve tecrübeye değer veren parlak beyinlere sahip liderlerin çağı. Yani 'Bilgi Çağı' na hoş geldiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.